Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/3354 E. 2014/24541 K. 03.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3354
KARAR NO : 2014/24541
KARAR TARİHİ : 03.12.2014

Tebliğname No : 12 – 2014/19938
Mahkemesi : Manavgat 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 26.04.2012
Numarası : 2012/60-2012/400
Suç : Taksirle Yaralama

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Soruşturma aşamasında şikayetçi olan ancak yargılama aşamasında dinlenilmeyen şikayetçilerin CMK’nın 260. maddesi gereğince katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gören sıfatıyla temyiz haklarının bulunduğu, çocuklarının ölüme nedeniyle suçtan zarar gördükleri anlaşılan ve vekilleri aracılığıyla hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradelerini ortaya koyan şikayetçiler, Annıe Catherine Rudloft ile Ophelie Marie Rudloft’un, CMK’nın 237/2. maddesi gereğince davaya katılmalarına karar verilerek yapılan incelemede:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşıoy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi ise 1412 sayılı Kanunun 308/7 ve 5271 sayılı CMK’nın 289/1-g bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacaktır. Ayrıca Ceza Muhakemesi Kanununun 230. maddesi uyarınca, hükmün gerekçesinde, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, bunun nitelendirmesinin yapılması, Ceza Kanununda öngörülen sıra ve esaslara göre cezanın ve ayrıca cezaya mahkûmiyet yerine veya yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine ya da ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususa ilişkin istemlerin kabul veya reddine dair dayanakların gösterilmesi zorunludur. Gerekçe, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklamasıdır. Bu nedenle, gerekçede hükme esas alınan veya reddedilen bilgi ve belgelerin belirtilmesi ve bunun dayanaklarının gösterilmesi, bu dayanakların da, geçerli, yeterli ve yasal olması gerekmektedir. Yasal, yeterli ve geçerli bir
gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacaktır. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmakta olup, bu ilkelere uyulmadan, mahkemece “Sanık D.. K.. ve Z.. S.. hakkında taksirle yaralama suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de; sanık savunması, keşif ve bilirkişi raporu, olayın oluş şekli ve vasfı ve tüm dosya kapsamından sanıkların müsnet suçu işlediğine dair delil elde edilmediğinden ayrı ayrı beraatlerine” şeklindeki olayın oluşuna ve sanıkların kusuruna ilişkin hiçbir gerekçe gösterilmeden hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 03/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

.