Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/3275 E. 2014/15047 K. 18.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3275
KARAR NO : 2014/15047
KARAR TARİHİ : 18.06.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/222576

Mahkemesi : Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 17.04.2013

Numarası : 2012/115-2013/248

Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacı vekilinin 18.09.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını ve yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Tazminat davasının dayanağını oluşturan Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/66 Esas – 2012/200 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) yağma suçundan tutuklu kaldığı ve yargılama sonunda 11.05.2012 tarihinde beraatine hükmedildiği, kararın 18.06.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 18.09.2012 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Yasal faizin gözaltı tarihinden itibaren talep edilmesi karşısında kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1- Davacının Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2008/19028 Soruşturma sayılı dosyası üzerinden Gaziosmanpaşa 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 29.12.2008 tarih, 2008/449 Sorgu numarası ile silahla yağma ve suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçlarından tutuklandığı ve iki ayrı tutuklama müzekkeresi düzenlendiği, evrakın Cumhuriyet Savcılığı’nca tefrik edilerek silahla yağma suçundan açılan ceza davası sonucunda davacı hakkında beraat kararı verildiği ve davacının beraat ettiği yağma suçundan dolayı tutuklulukta geçirdiği süre nedeniyle tazminat davası açtığı dikkate alındığında, davacı hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan yürütülen soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilip verilmediğinin, verilmemiş olması halinde açılan davanın akıbetinin araştırılması ve davacının silahla yağma suçundan tutuklulukta geçirdiği sürelerin infaz tarihlerinin ceza infaz kurumundan sorulması ve infaz edilen sürenin tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi sonrası bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,

2-Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

3- Kabule göre de;

29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağından ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceği gözetilmeden, davacı lehine beraat kararının verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince, hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin maddi tazminat hesabına edilmesi suretiyle fazla tayini, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18.06.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.