Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/3263 E. 2014/25779 K. 16.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3263
KARAR NO : 2014/25779
KARAR TARİHİ : 16.12.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/222215
Mahkemesi : Gökçeada Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 30/04/2013
Numarası : 2013/13 – 2013/54
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde, jandarma tarafından yapılan tespitte, Çanakkale Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 24/05/2002 tarih ve 1016 sayılı kararı ile belirlenen 2. derece doğal sit alanı içerisinde yer alan, Gökçeada ilçesi, Çınarlı mahallesi, Aydıncık Mevkiinde yaklaşık 3x5x3 metre ebatlarında, beton zemin üzerine, tamamen ahşap malzemeden oluşan “…. Fastfood Cafe” isimli yapı ile aynı alanda yine beton zemin üzerine, ahşaptan yapılma, konaklama amacıyla kullanılan toplam 7 adet kulübenin bulunduğu hususlarının belirlendiği, sanığın aşamalarda alınan savunmasında suça konu işletmeyi kendisinin yaptırdığını beyanla üzerine atılı suçu işlediğini tevil yollu ikrar ettiği, hükme esas alınan inşaat mühendisi ve arkeolog bilirkişiler tarafından tanzim edilen raporlar ve dosya kapsamında mevcut fotoğraflar dikkate alındığında sanık tarafından sit alanına yapılan uygulamaların süreklilik arz ettiği, günü birlik veya geçici yapılar olmadığı kanaatine varılmış olup, TCK’nın 51. maddesinde düzenlenen erteleme müessesesinin uygulanabilmesi için, sanığın, suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceğine dair mahkemede kanaat oluşması gerektiği, suça konu yapıları kaldırmayarak pişmanlık göstermediğini ortaya koyan sanık hakkında erteleme koşullarının oluşmadığı gözetilmeksizin, “yargılama sürecindeki davranışları dikkate alınarak sanığın bir daha suç işlemekten çekineceğine dair olumlu kanaat oluştuğu” şeklindeki yerinde olamayan gerekçeye dayanılarak, tayin edilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış olup;
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin
olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutad vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, emsal dosyalardan anılan kurul kararının Gökçeada Belediye Başkanlığı tarafından 2002 yılında ilanının yapıldığının tespit olunduğu, kaldı ki suça konu yapıların hazineye ait kumsal alan üzerine inşa edilmeleri nedeniyle eylemin hukuka uygun bir zeminde icra edilmediği ve izne bağlanmasının mümkün olmadığı, sanığın, suça konu taşınmazın 2. derece doğal sit alanı içerisinde yer aldığını bildiği, buna rağmen Kuruldan izin almaksızın dava konusu uygulamaları gerçekleştirdiği hususunun tüm dosya kapsamı itibarıyla sabit olduğu anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Hükümde sanık hakkındaki temel cezanın alt sınırdan tayin edildiği belirtildiği halde, adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye düşülmesi,
2- TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı gözetilmeksizin, anılan hak yoksunluğunun tamamen uygulama dışı bırakılması kanuna aykırı,
3- Suç tarihinde Çanakkale Valiliği bünyesinde faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosunun bulunması ve hükümden sonra, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun’da, 65/1 ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler karşısında, suça konu taşınmazın belediye veya İl Özel İdaresi sınırları içerisinde bulunup bulunmadığı araştırılarak, belediye sınırları kapsamında ise, suç tarihi itibariyle Gökçeada Belediyesi bünyesinde koruma uygulama ve denetim bürosu bulunmadığından 2863 sayılı Kanunun 65/1, İl Özel İdaresi sınırları kapsamında ise, Valilik bünyesinde sözü edilen büro mevcut olduğundan aynı Kanunun 65/4. maddesi uyarınca eylemin niteliği ve kastının yoğunluğu da temel cezanın tayininde dikkate alınarak hüküm tesisi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi hükmünün sonuç ceza itibariyle gözetilmesine 16/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.