YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3214
KARAR NO : 2014/16718
KARAR TARİHİ : 07.07.2014
Tebliğname no : 12 – 2013/194068
Mahkemesi : Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 25/01/2013
Numarası : 2012/16 – 2013/18
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Davacıların tazminat taleplerinin kısmen kabulüne ilişkin hükümler davalı vekili ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Her ne kadar hükümden önce, 21.07.2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. ve ek 4. maddelerindeki temyiz sınırı ve hükmolunan tazminat miktarına göre, hüküm davalı hazine yönünden kesin nitelikte ise de, dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.02.2013 gün ve 2012/9-1384 esas, 2013/68 sayılı kararında da belirtildiği üzere, dava dilekçesinde talep edilen tazminat miktarlarının reddedilen bölümünün temyiz sınırının üzerinde olması ve hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmasının, davalı Hazine vekiline hükmü temyiz etme hakkı vereceğinin anlaşılması nedeniyle, davalı Hazine vekilinin temyiz talebinin reddine ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davacılar vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacıların sosyal ve ekonomik durumları, üzerlerine atılı suçun niteliği, tutuklanmalarına ve gözaltına alınmalarına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldıkları süre ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar elde edecekleri parasal değer dikkate alınıp, hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacılar lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması,
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20.09.2005 gün, 2005/1-88 esas ve 2005/98 sayılı kararında belirtildiği üzere; davayı vekil ile takip eden davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/4. maddesi ve tarifenin üçüncü kısmı gereğince, ikinci kısmın ikinci bölümünün onuncu sırasındaki ücretten az olmamak üzere vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Yapılan temyiz incelemeleri sırasında, aynı konu ve tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla dava açıldığının tespit edilmesi nedeniyle, hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, davacılar lehine aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış başka dava bulunup bulunmadığının, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden sorgulanıp, ilgili maliye hazinesinden sorularak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
İsabetsiz olup, davalı ve davacılar vekillerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.