Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/3034 E. 2014/25551 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3034
KARAR NO : 2014/25551
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

Tebliğname No : 14 – 2012/232277
Mahkemesi : Niğde 2. Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 31/01/2012
Numarası : 2011/623-2012/45
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık Ömür’ün, bir dönem kız arkadaşı olan mağdur Nurdan’ın gecelikle çekilmiş özel fotoğrafını ifşa etmek suretiyle TCK’nın 134/2-1. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediği iddiasıyla Asliye Ceza Mahkemesine dava açıldığı olayda;
Sanığın üzerine atılı TCK’nın 134/2-1. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu için, karar tarihinde, “bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası,”, karar tarihinden sonra da, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 81. maddesi ile yapılan değişiklikle “iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası” öngörülmüş olup, hapis cezasının üst sınırı itibariyle davaya bakma görevinin 5235 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca Asliye Ceza Mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeden, Niğde 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.03.2011 tarih, 2011/137 esas, 2011/138 sayılı görevsizlik kararının kesinleşmesini müteakip, dosyanın gönderildiği Niğde 2. Sulh Ceza Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de:
1- Sanığa isnat edilen TCK’nın 134/2-1. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun, aynı Kanun’un 139/1. maddesi uyarınca soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete tabi olması, mağdurun 14.12.2011 hakim havaleli dilekçesiyle sanığa yönelik şikayetinden vazgeçmesi, sanığın da 22.11.2011 tarihli duruşmada, “Ben müşteki ile görüştüm ve sorunu aramızda hallettik, kendisi bana şikayetinden vazgeçeceğini söyledi, zaten aramızda bir anlaşmazlık kalmamıştır, kendisi ile görüşmüyorum, şikayetten vazgeçme olduğu takdirde vazgeçmeyi kabul ederim.” şeklinde beyanda bulunması karşısında, kovuşturmada şikayet koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle sanık hakkındaki davanın TCK’nın 134, 139/1, 73/4, 73/6 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşmesine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Oluşa ve kabule göre, sanığın, mağdura ait özel fotoğrafı, kendi kullanımındaki elektronik posta adresinden, mağdura ait elektronik posta adresine gönderdiği anlaşılmakla, TCK’nın 134/2-1. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının somut olayda gerçekleşmediği gözetilmeden, sanık hakkında yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
3- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanığa hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine ve adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK’nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.