Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/3019 E. 2014/16176 K. 30.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3019
KARAR NO : 2014/16176
KARAR TARİHİ : 30.06.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/144706

Mahkemesi : Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 19/03/2013

Numarası : 2013/8 – 2013/65

Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5320 sayılı CMK’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 18. maddesi ile 07.05.1964 gün ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkındaki Kanun yürürlükten kaldırılmış ve 5271 sayılı CMK’nın Yedinci Bölümünde, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat ana başlığı altında, 141 ilâ 144. maddelerinde, tazminat isteme koşulları ve sonuçları yeniden kapsamlı bir şekilde düzenlenmiş ise de; 5320 sayılı Kanun’un 6/2. maddesindeki Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141 ilâ 144. madde hükümlerinin 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanacağı bu tarihten önceki işlemler hakkında ise, 07.05.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağının belirtilmiş olması karşısında, yapılan işlemden kasıt davacının tutuklandığı tarih olup, bu tarih itibariyle de tazminat istemi hakkında 466 sayılı Kanun hükümleri esas alınarak bir karar verilmesi gerektiği ve 466 sayılı Kanun’un 2/1. maddesinde dava açma süresinin kesinleşmiş beraat hükmünün bizzat sanığa (davacıya) tebliği ile başlayacağının öngörülmüş olması, bu kapsamda, tazminat talebinin dayanağını oluşturan Ankara 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 27.04.2004 tarih, 2003/60 esas, 2004/48 karar sayılı beraat hükmünün 08/05/2004 tarihinde kesinleştiği, davanın ise, 14/01/2013 tarihinde açıldığı dikkate alınarak kesinleşme şerhli beraat hükmünün davacıya tebliğ edilip edilmediği veya davacının hakkındaki beraat hükmünün kesinleştiğini dosyadan belge almak ve benzeri yollarla öğrenip öğrenmediği şüpheye yer verilmeyecek şekilde belirlenerek, kesinleşme şerhli karar örneğinin tebliğ edilmediği ve davacının hakkındaki beraat hükmünün kesinleştiğini sair yollarla öğrendiğinin tespit edilememesi halinde, dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu’nun 23.03.2010 gün ve 2009/256 esas, 2010/57 karar ve 06.05.2014 tarih ve 2014/141 esas, 2014/229 sayılı kararları gereğince, davanın süresinde açıldığının kabulü ile yargılamaya devamla esas hakkında bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı gerekçe ile tutuklama işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte olmayan 5271 sayılı CMK’nın 142/1. maddesi gereğince davanın süre yönünden reddine karar verilmesi,İsabetsiz olup, davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 30.06.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.