Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/2936 E. 2014/15498 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2936
KARAR NO : 2014/15498
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/194709

Mahkemesi : İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 04/04/2013

Numarası : 2013/46 – 2013/101

Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1-Tazminat talebinin dayanağı olan Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/311 esas, 2012/ 395 karar sayılı ceza dava dosyasında, davacı (sanık) hakkında yağma, kasten yaralama suçlarından açılan kamu davasında, tutuklandığı suç olan yağma suçundan beraat etmiş olması, bundan tamamen bağımsız nitelikte olan kasten yaralama eyleminden ise, 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan bu suçun davacının tutuklanmasına neden olan suçtan bağımsız nitelikte ayrı bir suç olması itibariyle davacı lehine tazminata hükmedilmesine engel teşkil etmeyeceği, kaldı ki, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen mahkûmiyet süresinin gelecekte mahsup ihtimalinin ortaya çıkmasının dahi bu hakkı ortadan kaldırmayacağına ilişkin, hükümden sonra 5271 sayılı Ceza Muhakmesi Kanunu’nun 144/1. maddesinin (1). fıkrasının (a) bendinde tazminat isteyemeyecek kişiler arasında ”gözaltı ve tutukluluk süresi başka bir hükümlülüğünden indirilenler” şeklindeki düzenleme 30/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 6459 sayılı İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 18. maddesi hükmü ile yürürlükten kaldırılmış olması karşısında, gelecekte mahsup ihtimalinin olmasının dahi tazminata engel teşkil etmeyeceği de dikkate alındığında, argılamaya devamla, uğranıldığı iddia edilen maddi ve manevi zararla ilgili olarak, hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir tazminata hükmedilmesi gerektiği gözetilmeyerek, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi,

2- Kabul ve uygulamaya göre de;

Davanın reddine karar verilmiş olması karşısında, davalı lehine vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı olup, davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.