Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/2656 E. 2014/13654 K. 03.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2656
KARAR NO : 2014/13654
KARAR TARİHİ : 03.06.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/174867

Mahkemesi : Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 28/03/2013

Numarası : 2012/229 – 2013/101

Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat

Davacı vekilinin 16.05.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle gözaltına alındığını, yapılan soruşturma sonunda üzerine atılı suçla ilgili olarak hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Tazminat davasının dayanağı olan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının, 2010/72782 Soruşturma sayılı ceza dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) Çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek ve Askerlikten kurtulmak için hile yapmak suçlarından, 25.01.2011 – 28.01.2011 tarihleri arasında gözaltında kaldığı, yapılan soruşturma sonunda davacı hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 26.04.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 16.05.2012 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla,

Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin davacının kendi kusuru ile tutuklanmasına neden olduğuna ilişkin temyiz itirazının reddine, ancak;

1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında kaldığı süre, gözaltına alındığı tarihten itibaren faize hükmedilmesi nedeniyle tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 3 gün süreyle gözaltında kalan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp fazla tayini,

2- 29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağından ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceği gözetilmeden, davacı lehine kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin maddi tazminat hesabına dahil edilmesi suretiyle fazla tayini,

3- Davacının 25.01.2011 – 28.01.2011 tarihleri arasında 3 gün süreyle gözaltında kaldığı, bu dönem içerisinde maddi zararını resmi bir belgeyle ispatlayamadığı nazara alınarak, davacının vasıfsız bir işçi gibi değerlendirilerek gözaltında kaldığı dönemde geçerli olan net asgari ücret üzerinden kesinti yapmadan hesaplanacak miktarın maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerektiğininin gözetilmemesi,

4- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin tazminat miktarına ve eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 03.06.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.