Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/2632 E. 2014/21294 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2632
KARAR NO : 2014/21294
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

Tebliğname No : 12 – 2013/280493
Mahkemesi : Ankara Batı (Sincan) 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 02.05.2013
Numarası : 2012/733-2013/344
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay gecesi saat 23:40 sıralarında idaresindeki otomobil ile, meskun mahalde, orta refüj ile bölünmüş, tek yönlü düz yolda, yanında iki arkadaşı da olduğu halde seyir halinde olan sanığın, direksiyon hakimiyetini kaybederek seyir yönüne göre sol tarafındaki orta refüj bordör taşı ile refüj üzerindeki ağaçlara çarptıktan sonra, takla atarak karşı yöne doğru savrulup yaya kaldırımında duruşa geçebildiği, araçta bulunan ve sanıktan şikayetçi olmayan arkadaşlarından birinin geçici hekim raporuna göre kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığının tespit edildiği, olaydan sonra sanık ve mağdurların 112 acil servis görevlilerince Yenimahalle Devlet Hastanesine sevkedildikleri, durumu ağır olan mağdurun da daha sonra buradan Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevkinin yapıldığı, ikinci sevkin yapıldığı hastanede düzenlenen genel adli muayene raporu üzerindeki barkotta hastaneye 11.10.2012 tarihinde saat 01:48’de müracaatının yapıldığının belirtildiği, 11.10.2012 günü saat 02:20′ de düzenlenen raporda olayın 2-3 saat önce gerçekleştiğinin belirtildiği, her ne kadar sanık ve mağdurların ilk sevklerinin yapıldığı Yenimahalle Devlet Hastanesinde düzenlenen genel adli muayene raporlarında hastaneye girişlerine dair barkotlar üzerinde müracaat tarihi olarak 11.10.2012 olarak ve tahmini muayene saati olarak da 11:00-12:00 gösterilmiş ise de bu barkottaki muayene saatinin gerçeği yansıtmadığı, zira buradan bir başka hastaneye sevki yapılan hasta hakkında düzenlenen rapor üzerindeki barkotta müracaat tarihi olarak 11.10.2012 günü saat 01:48 ibaresinin yazılı bulunduğu, ayrıca sanığın olaydan sonra ilk sevkedildiği hastanede hakkında düzenlenen 11.10.2012 tarihli genel adli muayane raporunda ilgili hekim tarafından olay tarihi ve saati olarak 10.10.2012-11:50 ibarelerinin yazıldığı yine muayene tarihi ve saati olarak da 10.10.2012,
12:20 ibarelerinin yazılması karşısında, sanık hakkında raporda yazılı bulunan alkol seviyesinin olaydan yaklaşık yarım saat sonra tespit edildiğinin anlaşılması ve yerleşik Adli Tıp Kurumu uygulamalarına göre kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte alkol oranının her saat ortalama 0.15 promil azaldığının kabulu gerekeceği, buna göre sanığın en lehe kabulle olay anında yaklaşık 0,75 promil alkollü olduğu, sanık ve mağdurların ilk ifadelerinde kendilerini sağ taraftan sıkıştıran ikinci bir araçtan bahsetmemeleri ve trafik kazası tespit tutanağına göre olay mahallinde kavşak bulunmaması karşısında, sanığın almış olduğu alkolün etkisiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybederek bilinçli taksirle yaralamaya sebebiyet verdiğinin anlaşıldığı; TCK’nın 89/5. maddesine göre, taksirle yaralama suçunun bilinçli taksirle işlenmesi halinde, yalnızca TCK’nın 89/1. maddesinde kalan taksirle yaralama suçları açısından şikayetten vazgeçmenin sonuç doğurabileceği, mağdur E.. M..’nun TCK’nın 89/2. maddesi kapsamında yaralandığı, bu nedenle vazgeçmesinin sanığın hukuki durumunu etkilemeyeceği, sanığın alkollü araç kullanması sonucu mağdurun nitelikli şekilde yaralanmasına neden olması şeklinde gerçekleşen eyleminde, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarının oluştuğu, ancak bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan sanığın eyleminin zarar suçu niteliğinde olduğu da değerlendirilerek taksirle yaralama suçundan cezalandırılması gerekeceği, ancak bu suç yönünden şikayet yokluğu nedeniyle verilen düşme kararı da temyiz edilmeden kesinleşerek cezalandırma imkanı kalmadığından, sanığın üzerine atılı olan ve temyize konu trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun unsurlarının oluştuğu gözetilmeksizin mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 28.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.