Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/2582 E. 2014/25912 K. 17.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2582
KARAR NO : 2014/25912
KARAR TARİHİ : 17.12.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/396921
Mahkemesi : Çaykara Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 12/06/2012
Numarası : 2011/73 – 2012/94
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanığın, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
2863 sayılı Kanun’un, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmi Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanun’un 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanun’un 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, suç tarihinde, sanık tarafından, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 04/12/1998 gün, 3332 sayılı kararı ile 3. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde kalmakta olan Trabzon İli, Çaykara İlçesi, Uzungöl Beldesi, Şekersu köyü, Büyükyayla mevkinde bulunan araziye, 9.60×4.70 metre ve 9×8.25 metre ebatlarında betonarme nitelikte iki adet yapı inşa edildiğinden bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, ilgili tescil kararının 1999 yılında, suça konu taşınmazın bulunduğu yerde ilan edilmiş olması ve mera vasfında olan taşınmazın maliye hazinesine ait olması nedeniyle eylemin hukuka uygun bir zeminde icra edilmemesi hususu dikkate alındığında, sanığın dava konusu yerin sit alanı içerisinde yer aldığını bildiği, izinsiz olarak üzerine yapılar inşa etmek suretiyle müdahalede bulunduğu anlaşılmakla birlikte, sanığın temyiz dilekçesinde, suça konu binayı 2004 yılında yaptığına ilişkin beyanda bulunmasına karşın, mahallinde yapılan keşif sonrası inşaat ve ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 02/06/2012 tarihli raporda, suça konu yapıların veya üzerine sonradan eklenen değişikliklerin ne zaman yapıldığına ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmekle, bu kapsamda, öncelikle, yapıda kullanılan malzemelerin eskiliği, renkteki solmalar ve yıpranma durumu dikkate alınarak yapılış tarihlerine ilişkin ek rapor alınıp, bu şekilde sanığın dava konusu uygulamaları zamanaşımı süresi içerisinde gerçekleştirip gerçekleştirmediği belirlenerek, ayrıca sanığın keşif sırasında alınan ifadesinde, hem dava konusu ev, hem de başka bir yerdeki evle ilgili olarak daha önce yargılandığına ilişkin beyanda bulunması ve sanığa ait dosya kapsamında mevcut adli sicil kaydı incelendiğinde, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sabıkasının bulunması hususu dikkate alındığında, sanığın sabıka kaydına esas dava dosyası getirtilerek, hakkında aynı konuda daha önce yargılama yapılıp yapılmadığı hususu araştırılarak, sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Tayin edilen temel ceza üzerinden takdiri indirim yapılması, adli para cezasının süresinde ödenmemesinin sonuçları ve sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde erteli cezanın tamamen veya kısmen infaz edileceği gösterilirken, uygulanan kanun maddesi belirtilmeyerek CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.