Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/2512 E. 2014/24488 K. 03.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2512
KARAR NO : 2014/24488
KARAR TARİHİ : 03.12.2014

Tebliğname no : 4 – 2013/385738
Mahkemesi : Aliağa 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 15/12/2011
Numarası : 2008/702 – 2011/641
Suç 2863 sayılı Kanuna aykırılık, Çevreyi kasten kirletme

2863 sayılı Kanuna aykırılık ve çevreyi kasten kirletme suçundan sanıklar A.. A.. ve A.. D.. hakkında ceza verilmesine yer olmadığına, sanıklar M.. A.. ve B.. Ş..’in mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık M.. A.. müdafii tarafından temyiz edilmekle,
2863 sayılı Kanun’un, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin K.. B..’nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmi Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanun’un 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanun’un 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, suç tarihinde, Aliağa ilçesi, Bozköy köyü sınırlarındaki İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 23/02/2001 gün 9183 sayılı kararı ile 3. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde yer alan, 1079 ve 1081 parsel sayılı taşınmazlara … Uluslararası Nakliyat İthalat…LTD şirketinin yetkilisi olan sanık M.. A..’ın talimatı ile … Nakliyat… LTD şirketinin sahibi olan sanık B.. Ş.. tarafından, sanıklar A.. A.. ve A.. D.. ile hakkında aynı suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen M.. T.. görevlendirilerek, yaklaşık 100 kamyon cüruf malzemesi döküp üzerini iş makinesi ile düzlediklerinin tespit edilmesi üzerine açılan kamu davası ile ilgili olarak, ilgili tescil kararının, 2001 yılında taşınmazın bulunduğu yerde ilan edildiği, taşınmazlara ilişkin tapu kaydı incelendiğinde, beyanlar hanesine 2001 yılında 3. derece arkeolojik sit alanında kaldıklarına ilişkin şerh konulduğu, bu kapsamda suça konu uygulamaların yapılmasına ilişkin karar alan şirketin yetkilisi olan sanık M.. A.. ile bu kararı uygulayan şirketin sorumlusu olan sanık B.. Ş..’in bahse konu yerin 3. derece arkeolojik sit alanında yer aldığını bildikleri, buna rağmen üzerine cüruf döktürüp düzleştirmek suretiyle, çevreyi kasten kirletip, ayrıca 3. derece arkeolojik sit alanına fiziki müdahalede bulunduklarının tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ve sanık M.. A.. müdafiinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun arkeolojik sit alanlarına ilişkin 05/11/1999 tarihli, 658 sayılı ilke kararının 3-b maddesinde, 3. derece arkeolojik sit alanlarına cüruf dökülemeyeceğinin açık olarak belirtildiği, sanıklar M.. A.. ile B.. Ş..’in eylemleri neticesinde çevreyi kasten kirletip, ayrıca 3. derece arkeolojik sit alanına fiziki müdahalede bulundukları, bu kapsamda sanıkların eyleminin 2863 sayılı Kanun’un 65/b ve TCK’nın 181/1. maddesinde düzenlenen suçları oluşturacağı, TCK’nın 44 maddesinde düzenlenen fikri içtima kaidesinin objektif koşullarının “tek bir fiilin bulunması” ve “birden fazla kanun hükmünün ihlali”nden ibaret olduğu, sanıkların, işlediği fiille birden fazla suçun oluşmasına sebebiyet vermeleri karşısında, haklarında eylemine temas eden en ağır hüküm olan 2863 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, ayrıca çevreyi kasten kirletmek suçundan mahkumiyetlerine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanıklar A.. A.. ve A.. D..’nin …Nakliyat… LTD şirketinde işçi olarak çalışıp, belirtilen çalışmayı yapmak için izin almak gibi bir sorumlulukları olmadığı gibi, dava konusu yerin niteliğini araştırma yükümlülüğünün de kendilerinden beklenmeyeceği, bu kapsamda sanıklar A.. A.. ve A.. D..’nin atılı suç bakımından kastlarının olmadığı ve beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, işledikleri fiilin haksızlık oluşturduğu
hususunda kaçınılmaz bir hataya düştükleri, gerekçeleri gösterilerek haklarında CMK’nın 223/3-d maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
3-Sanıklar M.. A.. ile B.. Ş..’in eylemiyle ilgili olarak, TCK’nın 61/1. maddesi gereğince, suçun işleniş biçimi, konunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, kasta dayalı kusurlarının ağırlığı ile güttükleri amaç ve saik dikkate alındığında; temel ceza tayin edilirken, asgari hadden uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ve sanık M.. A.. müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, hükümlerin isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 03/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.