Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/23470 E. 2015/16731 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/23470
KARAR NO : 2015/16731
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

Mahkemesi : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme, suç üstlenme

Taksirle öldürme suçundan sanık… mahkûmiyetine, suç üstlenme suçundan ise sanık… hakkında verilen ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hükümler, sanıklar müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suçtan doğrudan zarar gören ölenin kardeşleri olan şikayetçiler ….ve …. ile ölenin annesi … vekilleri vasıtasıyla katılma talebinde bulundukları halde bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmakla, suçtan doğrudan zarar gören müştekiler …. ve … CMK’nın 237/2. maddesi gereğince davaya katılmalarına, vekilleri Av. … de katılanlar vekilleri olarak kabullerine karar verilerek yapılan incelemede:
… plaka sayılı araç sürücüsünün, orta refüj ile bölünmüş, tek yönlü ve 7 metre genişliğindeki, 30 km hız tahdidinin bulunduğu meskun mahaldeki yolun sağ şeridinde seyir halinde iken, olay mahalline geldiğinde, ölenin yanında arkadaşlarıyla birlikte karşıdan karşıya geçtikten sonra, defterlerini unutması nedeniyle yeniden sürücünün seyir istikametine göre sağdan sola karşıdan karşıya geçmek istemesi neticesinde, sürücünün aracının sağ ön kısmı ile orta şerit çizgisine yakın mesafede ölene çarparak 1 kişinin ölümüne sebep olduğu,
Olay sonrası sanık … hakkında taksirle öldürme suçundan kamu davası açıldığı, yargılama sırasında Tanık …, olay sonrası sanık … yanında bulunan eşi sanık … ağlayarak aracı kullanan kişinin kendisi olduğunu beyan etmesi gerekçe gösterilmek suretiyle sanık … hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine, sanık … hakkında da taksirle öldürme suçundan kamu davası açıldığı, daha sonra sanık … hakkında suç üstlenme suçundan kamu davası açıldığı, her iki sanık hakkında açılan kamu davalarını birleştirilerek yapılan yargılama neticesinde, mahkemece, tanıklar … ve tanık … kovuşturma aşamasındaki beyanlarına dayanılarak, araç sürücüsünün sanık … olduğu kabul edilmek suretiyle, sanık … hakkında taksirle öldürme suçundan mahkumiyet kararı verildiği, ayrıca sürücü belgesi olmadığı gerekçesiyle sanık … hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanarak sonuç olarak 16,010 TL adli para cezasına hükmedildiği, sanık …ise, suç üstlenme suçu işlediği kabul edildiği halde, mahkemece “Sanık …, taksirle ölüme neden olma suçunun kendisi tarafından işlendiğini yetkili makamlara gerçeğe aykırı olarak bildirmek suretiyle, üzerine atılı suç üstlenme suçunu işlediği sabit görülmekle birlikte suçunu üstlendiği kişinin sanığın eşi olan… olduğu anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK’nın 270/1 maddesi gereğince, somut olayın özellikleri gözönünde bulundurularak, sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına,” karar verildiği olayda,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin, sanık Nurdan hakkında alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesi gerektiğine, sanık C… hakkında ceza verilmesi istemine ve takdiri indirim maddelerinin uygulanamayacağına, sanıklar müdafiinin, lehine vekalet ücreti takdir edilmesine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Mahkemenin beyanlarına itibar ettiği tanıklardan, olay mahallindeki markette çalıştığını beyan eden tanık E.. K..’ün, olay tarihinde kollukta verdiği ifadesinde “araç sürücüsü erkekti” şeklinde beyanda bulunduğu halde, mahkemede verdiği ifadesinde, “ben sürücü koltuğunda bayanın indiğini gördüm, iner inenmez zaten bayıldı,” şeklinde beyanda bulunduğu, çelişkili beyana rağmen duruşmada bu çelişkinin giderilmediği gibi ifadelerin benzer mahiyette olduğunun belirtildiği, 11/03/2013 tarihli keşifteki beyanında aracı kullanan kişinin bayan olduğunu yinelediği, çelişki sorulduğunda, kollukta da sürücünün bayan olduğunu belirttiği halde neden o şekilde yazıldığını bilmediğini beyan ettiği, olay anında ölenin yanında bulunan arkadaşı tanık…, kollukta alınan ifadesinde, araç sürücüsünün kim olduğunu belirtmediği, kovuşturmada alınan ilk ifadesinde de, araç sürücüsünün kim olduğunu belirtmediği, ikinci kez alınan beyanında “Ben olay sırasında arabayı kimin kullandığını görmedim. Arabada sanık … ve eşi vardı. Olay sıradan … eşi ” çarptım ölecek, bir şeyler yap. Çocuk iyi değil” dedi. … ise eşine sarılarak ” bir şey olmayacak ambulansı çağırdık, ağlama” diyordu” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmış ise de:
Sanıkların her ikisinin tüm aşamalarda araç kullanan kişinin sanık…. olduklarını beyan ettikleri, Olay anında olay yerinin karşı şeridinde seyreden araç sürücüsü tarafsız tanık …, olay günü kollukta alınan ifadesinde “araç sürücüsü ismini polis merkezinde öğrendiğim … isimli şahıstı” şeklinde beyanda bulunduğu, mahkemedeki ifadesinde ise, araç sürücüsünün kim olduğunu belirtmeden olayı anlattığının görüldüğü, kolluk tarafından tutulan 29/05/2011 tarihli tutanakta, tanıklar … ile …, araç sürücüsünün sanıklardan… olduğunu beyan ettiklerinin tutanağa bağlanarak imza altına alındığı dikkate alındığında,
Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması bakımından,…çarpan aracı kimin kullandığı konusunda tanık … ve … yeniden ve ayrıntılı beyanına başvurulması, beyanlar arasında çelişki olduğu takdirde giderilmeye çalışılması, … olay günü kolluk tarafından tutulan tutanakta gösterilmek suretiyle hem kolluktaki ifadesi hemde tutanak altındaki imzasına rağmen neden kovuşturma aşamasında bu şekilde beyanda bulunduğu sorularak çelişkinin giderilmesi ve tutanak altında imzası bulunan kolluk görevlileri ile kaza tespit tutanağında imzası bulunan görevlilerin tanık olarak beyanlarının tespit edilmesi, ayrıca sanık … müdafiinin 25/04/2013 tarihli dilekçesi ile tanıklar … ve … hakkında Iğdır C. Başsavcılığına gönderilmek üzere …. C. Başsavcılığına verdiği ve 2013/453 – 455 Muh. sırasına kayıt edilen yalan tanıklık suçuna ilişkin ihbar üzerine açılan soruşturma evrakının akıbetinin ve sonucunda ne gibi bir işlem yapıldığının araştırılması, sonucuna göre de toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek sureti ile …çarpan aracı kimin kullandığının tespiti ve sanık … taksirle ölüme neden olmak suçundan, sanık … de suç üstlenmek suçundan hukuki durumlarının buna göre tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile her iki sanık hakkında atılı suçlardan dolayı yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1-Sanık …kullandığı araç ile seyir halinde iken, yolun sol tarafında olup karşıya geçmek için kaplamaya giren yaya … çarparak ölümüne tali kusurlu şekilde neden olduğu mahkemece kabul edilen olayda, bilinçli taksirin unsurlarının bulunmadığı, adı geçen sanığın sürücü belgesi olmamasının eylemin bilinçli taksir ile işlendiğini kabul için yeterli olmadığı, bu nedenle suçun basit taksirle işlendiğinin kabulü ile TCK’nın 22/3. maddesi uygulanmaksızın bir hüküm kurulması gerekirken, sanığın sürücü belgesi olmamasının eylemin bilinçli taksirle işlendiğini kabul için yeterli olduğu şeklindeki hatalı kabul ile sanık… hakkında yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Sanık… hakkında hükmolunan 2 yıl 8 ay hapis cezası üzerinden TCK’nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapıldığı aşamada, hesap hatası sonucu cezanın 2 yıl 2 ay 20 gün yerine 1 yıl 14 ay 20 gün hapis olarak eksik ceza tayin edildikten sonra, hükmolunan hapis cezasının günlüğü 20 TL den adli para cezasına çevrildiği aşamada, hesap hatası sonucu adli para cezasının 16.100,00-TL. yerine 16.010,00-TL. olarak eksik şekilde tayini,
3-Bilinçli taksirle öldürme suçundan sanık … hakkında hükmolunan ve kısa süreli bulunmayan 1 yıl 14 ay 20 gün hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesinin mümkün olmadığının gözetilmemesi sureti ile TCK’nın 50/4. maddesinin son cümlesine aykırı davranılması,
4-Sanık… hakkında hükmolunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine dayanak teşkil eden uygulama maddesinin gösterilmemesi sureti ile CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 04/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.