Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/23289 E. 2015/18958 K. 04.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/23289
KARAR NO : 2015/18958
KARAR TARİHİ : 04.12.2015

Mahkemesi : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete’de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen “maliklere tebliğ” usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete’de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;… Yüksek Kurulu’nun 11/12/1986 tarih ve 2753 sayılı kararı ile tescilli 3. derece doğal sit alanı içerisinde mevcut taşınmazda, 0,30 metre yüksekliğinde su basman üzeri saçtan yapılmış wc ile temelsiz, seyyar büfe olarak kullanılan karavanın ön kısmına (6,80 x 4,35) metre ebadında tek katlı, çelik konstrüksiyon malzeme ile iskelet oluşturulduğunun, etrafının betopen, üzerinin şıngıl malzeme ile kaplandığının, yapının içerisinin (6 x 6,80) metre ebatlarında beton parke ile kaplandığının 10/07/2012 tarihli yapı tatil zaptı ile tespit edildiği, davaya konu taşınmazın sanık adına kayıtlı olduğu, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhinin bulunmadığı, mahkemece, sit tescilinin mahallinde yapılan mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine yönelik araştırma sonucunda, ilanın yapılmadığının belirlendiği, sanığın da aşamalardaki savunmasında, davaya konu yerin sit alanı olduğunu bilip bilmediğine dair bir ifadenin yer almadığı anlaşılmakla, mahkemece mahallinde fen, arkeolog ve inşaat mühendisi bilirkişiler marifetiyle keşif icra edilerek, davaya konu yerin sit sınırları içerisinde kalıp kalmadığı, sit sınırları dahilinde olduğunun tespiti halinde, sanığın bu yerin sit alanı olduğunu bilip bilmediği yönünde savunması alınarak sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, hatalı değerlendirmeye dayanan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 04/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.