Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/22724 E. 2015/17091 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/22724
KARAR NO : 2015/17091
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama

Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanın … Hastanesi … Cerrahisi Polikliniğine bel ağrısı şikayeti ile başvurduğu, 22.03.2007 tarihinde lomber BT ve 12.04.2007 tarihinde lomber MR çekildiği, bu tetkikler sonucunda L4-5 mesafesinde bel fıtığı tanısı konulduğu, 26.04.2007 tarihinde yatırıldığı ve 02.03.2007 tarihinde aynı hastanede beyin cerrahisi uzmanı olarak görev yapan sanık tarafından ameliyata alındığı, ameliyatta genel anestezi altında mikrodiskektomi yapıldığı, mikrodiskektomi esnasında disk rongeurının ucunun kırılarak L4-5 disk aralığında kaldığı, kırılan metalik parçanın çıkarılması için uğraşıldığı, ancak çıkarılamadığı ve disk mesafesi içerisinde bırakıldığı, 28.03.2013 tarihli, …. İhtisas Dairesinin raporuna göre, bel fıtığı ameliyatında fıtığın çıkarılmasında ronguer denilen cerrahi aletin de kullanıldığı, bu aletin bel fıtığı ameliyatında fıtığın çıkarılması esnasında kullanılan uç kısmının metal yorgunluğuna bağlı olarak kırılabileceği, kırılıp disk aralığında kalan bu metalik parça çıkarılabileceği gibi sinir dokusunda hasar oluşturmayacak bir yerde ise çıkarılmadan da bırakılabileceği, katılanın bel fıtığı tanısı ile ameliyata alındığı, bu ameliyat esnasında fıtığın çıkarılmasında kullanılan ronguer denilen cerrahi aletin ucunun koptuğu ve kırılan metalik ucunun L4-5 disk aralığında kaldığı, uğraşılmasına rağmen kırılan parçanın çıkarılamadığı, hastaya zararı olmayan bir bölgede olduğu düşünülerek kırılan metalik parçanın bırakılmasına karar verildiği, kişiye konulan tanı ve yapılan ameliyatın tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu, katılanda ortaya çıkan tablonun ameliyat esnasında her türlü özene rağmen oluşabilen herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmal izafe edilemeyen komplikasyon olarak nitelendirildiği, sanığın olayda kusurunun bulunmadığının belirtildiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından failin kusurunun bulunmadığı gerekçesi gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sanığın
kusurlu olduğuna, eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.