Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/22332 E. 2016/4921 K. 24.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/22332
KARAR NO : 2016/4921
KARAR TARİHİ : 24.03.2016

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Karar tarihi : 21/11/2013
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Tüm sanıklar hakkında; 2863 sayılı Kanunun 67/2, 5237 sayılı TCK’nın 62/1, 52/2-4, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hüküm, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık …’ın temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanığın, yokluğunda verilip, 09/01/2014 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmü, CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra, 17/01/2014 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince temyiz isteminin, isteme aykırı olarak REDDİNE,
2- Sanıklar … ve …’ın temyiz istemlerinin incelenmesine gelince; Sanıkların diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Kolluk kuvvetlerince, tarihi eser kaçakçılığının önlenmesi amacıyla, Diyarbakır ili istikametinden gelerek Şanlıurfa iline giriş yapan araçlar için oluşturulan uygulama noktasında, sanık …’ın idaresinde olup, diğer sanıklar … ve …’ın da içinde bulundukları aracın saat 03:30 sıralarında durdurulduğu, araca ait bagajda yapılan aramada, bir adet ayakkabı kutusu içerisinde yer alan küçük kutuda, toplam 129 adet eser ve objenin ele geçirildiği, Siverek Sulh Ceza Mahkemesi’nin 04/12/2010 tarih ve 2010/1379 değişik iş sayılı kararı ile el koyma işleminin onaylandığı, ayakkabı kutusunun kapağının iç kısmında, ele geçirilen malzemelere ilişkin liste bulunduğunun belirlendiği, sanık …’ye ait cep telefonunun “görüntüler” menüsünde de, suça konu eser ve objeler ile birlikte adı geçen sanığın fotoğrafları olduğunun tespit edildiği, sanıkların aşamalardaki savunmalarında suçlamayı kabul etmeyerek, içinde oldukları aracın bagaj kısmında bulunan malzemeler ile ilgileri olmadığını söyledikleri, açıklanan şekilde gelişen olayda, sanıkların yakalandıkları zaman dilimi, ele geçirilen eser ve objelerin sayısı ile listelenmiş olması ve sanık …’ye ait cep telefonunda eser fotoğraflarının
varlığı birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların, suça konu varlıkları satmak üzere götürürken yolda kolluk kuvvetlerince yakalandıkları sonucuna varılacağı, dolayısıyla,
Dava konusu eserler üzerinde üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, mevcut durumları itibariyle bilim, kültür, din veya güzel sanatlarla ilgileri, tasnif ve tescile tabi, bildirim zorunluluğu olan, yani 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlığı olup olmadıkları tespit edilip, anılan niteliği haiz olduklarının belirlenmesi halinde sanıklar hakkında, 2863 sayılı Kanunun 67/2 ve 5237 sayılı TCK’nın 35/2. maddeleri uyarınca hüküm tesisi gerektiği gözetilmeksizin, eserler incelenmeden, “dosyada mevcut bilgi ve belgeler doğrultusunda” düzenlenen bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle karar verilmesi,
Kabule göre de;
a- Hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde, sanıklar hakkında hükmedilen adli para cezasının taksitlendirilmesine yer olmadığına karar verildiği halde, (4) numaralı bendinde taksitlendirme kararı verilerek, hükümde çelişkiye neden olunması kanuna aykırı,
b- Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar … ve …’ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri gözetilerek aynı Kanunun 325. maddesi uyarınca bozmanın temyiz istemi rededilen sanık …’a sirayetine, sirayet nedeniyle bu sanık hakkındaki hükmün de BOZULMASINA, 24/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.