Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/2121 E. 2014/16123 K. 30.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2121
KARAR NO : 2014/16123
KARAR TARİHİ : 30.06.2014

Tebliğname No : 12 – 2013/62946

Mahkemesi : Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 20.12.2012

Numarası : 2012/319-2012/424

Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Davanın dayanağı olan Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 20.03.2007 tarih ve 2006/215-2007/52 esas ve karar sayılı dosyasının incelenmesinden; davacı hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yapılan yargılama sonunda Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 20.03.2007 tarih ve 2006/215-2007/52 esas ve karar sayılı ilamı ile TCK’nın 188/3, 62. maddeleri gereğince 4 yıl 2 ay hapis ve 100 TL adli para ceza mahkûmiyetine karar verildiği, hükmün temyiz edilmeden 30.05.2007 tarihinde kesinleştiği, 19.07.2009 tarihinde cezanın infazına başlandığı, müddetname içeriğine göre 647 sayılı Kanun’un ek 2. maddesine göre koşullu salıverilme tarihinin 21.07.2009 olmasına rağmen, bu tarihten itibaren geçerli olmak kaydıyla 03.08.2009 tarihinde tahliye edildiği, davacının zararının tazmin edilmesi için 28.04.2010 tarihinde Mersin 1. İdare Mahkemesi’ne dava açtığı, anılan Mahkeme’nin 07.05.2010 tarih, 2010/877-2010/863 Esas – Karar sayılı ilamı ile dava konusu uyuşmazlığın çözümünün adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görev yönünden reddine karar verildiği, yapılan itirazın Bölge İdare Mahkemesi’nce reddine karar verildiği, ardından davacının Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde tazminat davası açtığı, Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ise 23.12.2010 tarihinde 466 sayılı Kanun’un 2. maddesine göre bu tür tazminat davalarının davacının ikametgahının bulunduğu mahal Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılması gerektiğini belirterek davanın görev yönünden reddine karar verdiği, davacı vekilinin görev uyuşmazlığının giderilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi’ne yaptığı başvurunun ise 21.05.2012 tarihli karar ile Adli ve İdari yargı yerleri arasında meydana gelmiş bir görev uyuşmazlığı bulunmadığından 2247 sayılı Kanun’un 14. maddesinde yazılı koşulların oluşmaması sebebiyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

Davaya konu hak ihlalinin CMK’nın 141. maddesinde düzenlenen suç soruşturması ve kovuşturması sırasında yapılan bir işlemden kaynaklanmadığı, aksine kesinleşmiş mahkeme kararı ile hükümlü durumunda bulunan davacının cezasının infazı sırasında idari merciin hatalı işleminden kaynaklandığı, bu tür hukuka aykırılıkların İdari Yargı görev alanında kaldığı ve bu mahkemeler önünde tazminat isteminde bulunabileceği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği, ancak daha önce davacı tarafından bu konuda açılmış olan davanın Mersin 1. İdare Mahkemesi’nin 07.05.2010 tarihli kararı ile reddedildiği de gözetilerek görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için görevsizlik kararı ile birlikte dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi,

Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 30.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.