Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/20459 E. 2015/3420 K. 24.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/20459
KARAR NO : 2015/3420
KARAR TARİHİ : 24.02.2015

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık
Hüküm : Beraat

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde;…l II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 18/17/1996 tarih ve 4194 sayılı kararı ile sivil mimarlık örneği olarak tescilli olan, aynı zamanda … Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 28/06/2001 tarihli 8543 sayılı kararı ile belirlenen, “…. Kentsel Sit” alanında bulunan … İli, … İlçesi, …. Köyü, 1622 parsel sayılı olup, sanık …’e, 03/06/1993 tarihinde ölen babası ….’ten intikal eden taşınmazı izinsiz olarak yıkarak yerine yeni bir bina inşa etmek suretiyle fiziki ve inşai müdahalede bulunduğu hususunun tespit edildiği, sanık …’in aşamalarda alınan savunmasında, söz konusu taşınmazın babasından intikal ettiğini, 1996 yılında dava konusu evin çok eski ve hasarlı olması nedeniyle yeni bir bina inşa etmek istediğini, belediyeye müracaat ettiğini ancak kendilerinin yetkili olmadıklarını söylediklerini, akabinde binayı kısım kısım yıkarak yeniden betonarme olarak yaptığını, taşınmazda inşai faaliyette bulunmak için izin alınması gerektiğini bilmediğini beyan ettiği, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde tescilli kültür varlığı olduğuna dair şerhin mevcut olduğu,
Bu itibarla, öncelikle, taşınmazın sanığa intikal ettiği tarih ve sonrasında, sanık tarafından tapu kaydının beyanlar hanesinde mevcut bulunan şerhe vakıf olmasına neden olacak her hangi bir işlem yapılıp yapılmadığı araştırılarak, konusunda uzman arkeolog, sanat tarihçi ve inşaat mühendislerinden oluşan bilirkişi heyeti marifetiyle keşif icra edilerek, kullanılan malzemelerin yıpranma durumu, işçilik ve diğer teknik etmenler birlikte değerlendirilerek yapım tarihleri ve özellikle taşınmazın sanığa intikal ettiği tarihten önce veya sonra gerçekleştirilip gerçekleştirilmedikleri, söz konusu uygulamaların bizatihi korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli bulunan taşınmazın mimari yapı öğelerine ve özgün dokusuna zarar verip vermediği araştırılarak, dava konusu imalatların sanığa taşınmazın intikali tarihinden sonra ve zamanaşımı süresi içerisinde gerçekleştirildiğinin, kültür varlığına ve/veya sit alanına zarar verildiğinin, sanığın izinsiz uygulamaları gerçekleştirdiği tarih ve öncesinde tapu kaydında yer alan dava konusu taşınmazın kültür varlığı vasfında olduğuna dair şerhe vakıf olduğunun belirlenmesi halinde 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-1. cümle ve değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 65/a maddesi uyarınca mahkumiyeti gerekeceği, izinsiz olarak gerçekleştirilen uygulamaların kültür varlığına zarar vermediğinin, taşınmazın sanığa intikalinden sonra ve fakat zamanaşımı süresi içerisinde gerçekleştirildiğinin tespiti durumunda ise, taşınmazın aynı zamanda kentsel sit alanı içerisinde bulunması nedeniyle eylemin izinsiz olarak fiziki ve inşai müdahale kapsamında değerlendirilmesi, bu bağlamda, öncelikle, Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmeliğinin, tescil işlemleri başlığı altında bulunan 7. maddesinin, tescil edilen korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı il merkez ilçesinde bulunuyorsa valilikçe, ilçe sınırları içinde kalıyorsa kaymakamlıkça, tescil kararının valiliğe veya kaymakamlığa tebliğ tarihinden itibaren en geç 3 gün içinde ilan tahtalarına asmak, belediye hoparlörüyle duyurmak ve köy muhtarlığına bildirmek suretiyle ilâna ait tutanak Bakanlığın o ildeki temsilcisine teslim edilir hükmü karşısında, söz konusu kurul kararlarının mahallinde, kaymakamlık ve belediye tarafından ilan edilip edilmediği, anılan kurumlar ile illerde …’nın temsilcisi olan İl ….. Müdürlüğünden sorularak, anılan Kurul kararlarının sanığın yaşadığı ve taşınmazın bulunduğu bölgede ilan edildiğinin tespiti durumunda, …. ilçesinin bağlı bulunduğu……Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde suç tarihi itibariyle faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunması karşısında, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun’un 65/1-2. cümle ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler yönünden, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi, suça konu taşınmaza ilişkin Kurul kararlarının mahallinde ilan edilmediğinin, sanığın taşınmazın kültür varlığı niteliğinde olduğuna dair tapu kaydında yer alan şerhe uygulamanın yapıldığı tarih ve öncesinde vakıf olmadığının belirlenmesi durumunda ise, sanığa atılı suçun manevi unsuru oluşmayacağından beraatine karar verilmesi gerekeceği nazara alınmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 24/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.