Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/19914 E. 2015/3416 K. 24.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/19914
KARAR NO : 2015/3416
KARAR TARİHİ : 24.02.2015

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 5271 sayılı CMK’nın 231/11 maddesi uyarınca hükmün açıklanması ile 2863 sayılı Kanunun 65/b, 5237 sayılı TCK’nın 62, 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükme esas alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, suça konu taşınmazda en son inşai müdahalenin 2004 yılında gerçekleştirildiğinin belirlenmesi karşısında suç tarihinin “2004 yılı” olduğu gözetilmeksizin, gerekçeli karar başlığında “09/04/2006” olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda 02/07/2008 tarihli karar ile sanığın, 2863 sayılı Kanunun 65/b, 5237 sayılı TCK’nın 62, 5271 sayılı CMK’nın 231/5 maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 366 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın 07/11/2008 tarihi itibariyle kesinleştiği, adı geçen sanık hakkındaki beş yıllık denetim süresi 07/11/2008 tarihi itibariyle başladığından, 5271 sayılı CMK’nın 231/8 maddesi uyarınca dava zamanaşımının durduğu, sanığın 04/10/2012 tarihinde suçu üstlenme suçunu işlediği sabit kabul edilerek, …. 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 22/03/2013 tarihli ilamı ile mahkumiyetine hükmedildiği, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlendiğinden, anılan suçun işlendiği 04/10/2012 tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin işlemeye devam ettiği, zamanaşımı bakımından lehe olan 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2 maddelerine göre hesaplanan olağanüstü zamanaşımı süresine, 07/11/2008–04/10/2012 tarih aralığında duran süre ilave edildiğinde, inceleme tarihi itibariyle zamanaşımının dolmadığı,
Sanığın ….. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15.07.1992 gün ve 1256 sayılı kararı ile 14.10.1993 gün ve 1550 sayılı kararı uyarınca 1. derecede arkeolojik sit alanında yer aldığı anlaşılan ….. İli, …. İlçesi, ….. Beldesi, Eski …. sınırları içerisinde tek katlı, üç odalı sıvalı, düz ve ince beton damlı inşaa ettiği, fen ve inşaat mühendisi bilirkişiler tarafından ortak olarak düzenlenen 08/12/2006 ve 06/04/2007 tarihli raporlar ile dava konusu taşınmazın üç odalı olarak inşaa edildiğinin, ilk iki odasının 7 yıllık, güney tarafında bulunan ve sonradan ilave edilen tek odalı yerin ise 2 yıllık olduğunun belirlendiği, anılan Kurul kararının taşınmazın bulunduğu ve sanığın ikamet ettiği mahalde usulüne uygun olarak ilan edildiği, sanığın savunmasında ekonomik sıkıntıları nedeniyle suça konu yere ev inşa etmek zorunda kaldığını beyan ettiği anlaşılmakla,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, zamanaşımı süresinin dolduğuna, bu itibarla düşme kararı verilmesi gerektiğine, suçun unsurlarının oluşmadığına, sanık hakkında erteleme ve diğer lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen velayet, vesayet ve kayyımlığa ait hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca sanıklar haklarında sadece kendi alt soyları üzerindeki yetkileri bakımından koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231 maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmediği halde, anılan maddenin 8. paragrafının “c” bendi uyarınca “sanığın sit alanına yaptığı evi 1 yıllık süre de yıktırması” yükümlülüğüne tabi kılınması,
3-Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, sanık hakkında tesis edilen hüküm fıkrasının 4. paragrafı hükümden çıkarılarak yerine “Sanığın kasten işlenen suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK’nın 53/1,a,b,d,c,e bentlerinde belirtilen haklardan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, aynı Kanunun 53/1-c maddesinde belirtilen kişisel hak yoksunluğunun, sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından koşullu salıverilme tarihine kadar diğer kişiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına” cümlesinin eklenmesi, beşinci paragrafın hükümden çıkarılması, 7. paragraftan sonra gelmek üzere “Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.500 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılan kuruma verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.