Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/18854 E. 2015/3380 K. 24.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/18854
KARAR NO : 2015/3380
KARAR TARİHİ : 24.02.2015

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna muhalefet
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 27. maddesi delaletiyle aynı Kanunun 67/1, 765 sayılı TCK’nın 59, 72, 647 sayılı Kanunun 4. maddeleri gereğince mahkumiyet

2863 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında 2863 sayılı Kanunun 67/1. maddesinden açılan dava sonunda, 10.04.2009 tarihinde CMK’nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, merciine yapılan itirazın 24.06.2009 tarihinde reddiyle kararın kesinleştiği, sanığın deneme süresi içinde 19.05.2010 tarihinde işlediği 2863 sayılı Kanuna muhalefet suçu sebebiyle … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.11.2010 tarih ve 2010/321-2010/969 EK sayılı ilamıyla mahkum olması üzerine mahkeme tarafından yapılan ihbar üzerine daha önce ertelenen hükmün açıklanmasına karar verilmişse de, suç tarihi ile inceleme tarihi arasında, lehe olan 765 sayılı TCK’nın 102/4, 104/2 maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla;
Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, 2863 sayılı Kanun’un 67/.1 maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç 5237 sayılı TCK’nın 7/2 maddesi yollamasıyla lehe neticeler doğuran (mülga) 765 sayılı TCK’nın 102/4. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre 104/2. maddesi uyarınca en fazla yarı oranında uzayacağından, suç tarihi olan 17/10/2004 tarihinden itibaren 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2 maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımı inceleme tarihinden önce gerçekleşmiş olmakla, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olup, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince
BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 765 sayılı TCK’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince kamu davasının isteme aykırı olarak DÜŞMESİNE, 24.02.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ:

Sanık hakkındaki kamu davasının 23.11.2016 tarihi itibariyle zamanaşımına uğrayacak olduğunu düşündüğümüzden sayın çoğunluğun zamanaşımı nedeniyle davanın düşmesine dair görüşüne katılmıyoruz.
Sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar 24.6.2009 tarihinde kesinleşmiş, deneme süresi içinde 19.05.2010 tarihinde işlediği ve kesinleşen bu yeni suç nedeniyle ihbarda bulunulmuş ve açıklanması geri bırakılan hüküm mahkemece 30.01.2014 tarihinde açıklanmıştır.
Daire çoğunluk görüşünce ikinci suçun işlendiği 19.05.2010 tarihinde zamanaşımının işlemeye başladığından bahisle sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmiştir.
19.05.2010 tarihinde işlenen suçun kesinleşmesinin beklendiği, bu suçun işlenmesi ile açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanmamaktadır. Eğer geri bırakılan hüküm, işlenen ikinci suçun kesinleşmesi beklenmeden açıklanmış olsaydı, o zaman belki ikinci suçun işlendiği tarihte zamanaşımının işlemeye başlaması kabul edilebilirdi.
Sanık davaya konu bu suçu 19.0.5.2010 tarihinde işlediği eğer bu suç yanında ayrıca 19.05.2011, 19.05.2012 ve 19.05.2013 tarihlerinde de yeni suçlar işleseydi ve hepsi de beş yıl içinde kesinleşmiş olsaydı acaba 2010 tarihinde işlenen suç tarihinin mi yoksa 2013 tarihinde işlenen suç tarihinden mi zamanaşımı işlemeye başlayacaktı. İşte bu gibi işin içinden çıkılmaz durumların ortadan kaldırılması için deneme süresi içinde işlenen suçların değil işlenen bu suçların deneme süresi içinde işlendiğini kabul eden mahkemenin HAGB kararı açıkladığı tarihi esas alma kanunun düzenleniş amacına uygun olup daha da adildir. Kabul edilen uygulama ile deneme süresi içinde en erken suç işleyen sanık ödüllendirilmektedir.
CMK’nın 231/8-c maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesinleştikten sonra zamanaşımı durur. Ta ki bir hâkim kararı olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı yine hâkim tarafından açıklanana kadar. Çünkü sanığın işlediği iddia edilen suçun açıklanması geri bırakılan hükmü etkileyip etkilemediğine hâkim karar verecektir. Olayımıza konu dosyada bu süre 24.06.2009 ile 30.01.2014 tarihleridir. Dolayısıyla zaman aşımı 4 yıl 7 ay 6 gün uzamış olur. Buna göre suç tarihi 17.10.2004 olması karşısında suçun dava zamanaşımına uğrayacağı tarih 23.11.2016 yılıdır.
Hükmün açıklanması ikinci suçun işlenme tarihi esas alınıp açıklanmadığı, kesinleşmesinin beklendiği nazara alındığında açıklanması geri bırakılan hükmün zamanaşımından düşürülmesiyle sanık ikinci kez ödüllendirilmiş olmaktadır.
Açıkladığımız nedenlerden dolayı sayın çoğunluğun düşme yönündeki görüşüne katılmıyoruz.