YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/1874
KARAR NO : 2014/17136
KARAR TARİHİ : 02.09.2014
Tebliğname no : 12 – 2013/178056
Mahkemesi : Alaşehir Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 11/04/2013
Numarası : 2013/77 – 2013/109
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Davacının maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/323-2012/373 karar sayılı ceza dosyasının incelenmesinden, sanığın (davacının) ihaleye fesat karıştırmak suçundan tutuklu kaldığı ve yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeden 17.11.2012 tarihinde kesinleştiği, davanın haksız işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen 1 yıllık süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla,
Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/323 Esas sayılı dosya sureti 22.03.2013 tarihli müzekkere ekinde sunulduğundan, tebliğnamedeki 1 nolu bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Davacının tutuklu kaldığı süre için de sadece alamadığı muhtarlık maaşının verilmesi gerekirken hem asgari ücret üzerinden hesaplanan maddi tazminat ve hemde muhtarlık yaptığından dolayı alamadığı maaşlarının toplamı üzerinden maddi tazminata hükmedilmesi,
2-Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması
İsabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02/09/2014 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Aşağıda açıklayacak olduğumuz gerekçelerle sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılmıyoruz.
1-Davacı tutuklandığı tarihte köy muhtarıdır. 442 sayılı Köy Kanunu’na göre köy muhtarları seçildiklerinde normal işlerine devam ederler. Dosyamıza konu olayda da davacı tutuklandığı tarihte çiftçilik işi yanında ayrıca okul servisi işi ile geçinmektedir. Nitekim servis ihalelerine fesat karıştırmaktan tutuklanmıştır.
Davacını tutuklandığı tarihlerde kendisine sembolik bir oranda maaş ödemesi yapılmaktadır. (2011 Ağustos ayı 384 lira) Eğitime devam eden iki çocuk ve eşiyle beraber köyde yaşayan davacının bu miktar ile geçinmesi mümkün olmadığın göre davacının diğer gelirleri ile yaşamanı devam ettirdiği aşikârdır. Ancak bunlar resmi olarak ispatlanamadığı için dairemiz uygulamalarına göre kişinin asgari oranda ihtiyacını karşılayacak olan asgari ücret üzerinden maddi kaybının hesaplanması gerekir. Nitekim mahkemede bu şekilde hareket etmiştir. (Muhtarlık maaşı 2.233,69 lira, net asgari ücret üzerinden de 3.444,92 lira) Bu bakımdan mahalli mahkemenin maddi tazminat hesaplaması yerindedir. Sadece muhtarlık maaşının maddi tazminat olarak ödenmesi ile yetinilmesi gerektiği düşüncesi gerçek hayatla bağdaşmamaktadır.
2-Davacı beş aydan fazla tutuklu kalmıştır. Manevi tazminat miktarı aylık 2.000 liraya denk gelmektedir. Buda daire olarak uygulama sınırlarımıza yakındır. Bu miktar için öngörülen ciddi bir faiz ödemesi de yoktur.
Tüm açıkladığımız bu nedenlerden dolayı hükmün onanması gerektiğini düşündüğümüzden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.