YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/1855
KARAR NO : 2014/17096
KARAR TARİHİ : 02.09.2014
Tebliğname no : 12 – 2013/141661
Mahkemesi : Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 14/03/2013
Numarası : 2013/17 – 2013/80
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin, bir nedene dayanmayan; davalı vekilinin ise, vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tazminat davasının dayanağı olan beraat hükmüyle birlikte davacının yatırdığı nakti kefaletin karar kesinleştiğinde iadesine de karar verildiğinin anlaşılması karşısında; davacının yatırdığı nakti kefaletin iadesi için mahkemeye başvurup başvurmadığı, başvurmuş ise hangi tarihte başvurduğu ve nakdi kefaletin iade edilip edilmediği saptanıp, davanın 466 sayılı Kanunun 2. maddesinde öngörülen 3 aylık süre içerisinde açılıp açılmadığının araştırılmaması,
Kabule göre de;
1) Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tutuklama tarihi ile tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar ele geçecek parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine bu ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması,
2)Yasal faizin tutuklama tarihinden itibaren talep edildiği halde, kabul edilen manevi tazminat miktarına tutuklamanın sona erdiği tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi,
3)Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekili ile davacı vekilinin temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.