Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/1816 E. 2014/11093 K. 07.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/1816
KARAR NO : 2014/11093
KARAR TARİHİ : 07.05.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/165558

Mahkemesi : Bingöl Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 07/03/2013

Numarası : 2012/157 – 2013/74

Dava : 466 sayılı Kanuna göre tazminat talebi

Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Bozmaya uyularak yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1-Dava, 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup; Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 esas ve 2010/57 sayılı kararında, 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının arandığı, ancak adı geçen kararda tazminat davasının ne zamana kadar açılması gerektiğine dair bir açıklama bulunmamakla birlikte hiçbir hakkın sonsuza dek dava konusu yapılamayacağı, özel hukuk kapsamında değerlendirilmesi gereken bu talebin de makul bir süre içinde dava konusu edilmesi gerektiği, dava süresi açısından en lehe kabul ile bu itibarla Borçlar Kanununun 60. maddesindeki sürenin kabulünün gerektiği ve her koşulda davanın 10 yıllık süre içinde açılması gerektiği kabul edilmekle kanun dışı yakalanan veya tutuklananlar hakkında beraat hükmünün kesinleşmesinden itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat istenemeyeceği bu kapsamda, incelemeye konu olan tazminat davasına dayanak teşkil eden Diyarbakır 2 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin, 29.08.1995 tarih, 1995/425 esas, 1995/457 karar sayılı dosyasındaki kesinleşme şerhine göre davacı hakkındaki beraat hükmünün 06.09.1995 tarihinde kesinleştiği, davanın 23.05.2005 tarihinde, 10 yıl dolmadan açıldığının anlaşılması karşısında, süresinde açılan davanın kabulü yerine Dairemizin 06.06.2012 gün, 11426 esas, 14218 karar sayılı bozma ilamında da aynı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olmasına ve bozma kararına uyulması kararı veren mahkemenin uyma doğrultusunda işlem yapma zorunluluğu bulunduğu gözetilmeden davanın kabulü yerine süre yönünden reddine karar verilmesi,

2-Dairemizin 06.06.2012 gün, 11426 esas, 14218 karar sayılı bozma ilamında belirtilmesine rağmen sanık (davacının) tutuklanmasına neden olan ve dava açan iddianamede açıklanmış bulunan yurtdışında uyuşturucu madde ticareti yapmak suçu nedeniyle Diyarbakır 2

nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 1995/425 esas, 457 karar sayılı dosyasında bir tefrik kararı verilip verilmediğinin araştırılmaması,

Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 07.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.