Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/1799 E. 2014/25683 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/1799
KARAR NO : 2014/25683
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/158292
Mahkemesi : Safranbolu Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 24/01/2013
Numarası : 2012/320 – 2013/36
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Karabük ili, Safranbolu ilçesi, Bağlarbaşı mahallesi, Kavaklar caddesi, Koruma Amaçlı İmar Planı ve Kentsel Sit sınırları içerisinde bulunan .. ada,.. sayılı parselde yer alan, iki katlı kargir bina ile üzeri kemerli çeşmenin Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nun 03.05.1985 tarih ve 997 sayılı kararıyla tescillenerek korunması gerekli taşınmaz kültür varlıkları olduğuna karar verildiği, sanık tarafından 12.07.2006 tarihinde Karabük Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na başvuruda bulunularak, tescilli binanın tescilinin kaldırılması ve yerine yeni bina yapılmasına müsaade edilmesi talebinde bulunulduğu, bu talep üzerine yerinde inceleme yapan ilgili Koruma Bölge Kurulu görevlilerince düzenlenen 04.09.2006 tarihli raporda, tescilli binanın korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı özelliği göstermediğinin belirlendiği, ilgili Koruma Bölge Kurulu’nun 18.09.2006 tarih ve 224 sayılı kararıyla da, tescil kaydının binaya ilişkin olmayıp, sadece çeşmeye ilişkin olduğuna, bu nedenle binanın yıkımının Belediyesince değerlendirilmesine, yeni bina yapılabilmesi konusunun da, hazırlanacak projenin onaya sunulması sonrası değerlendirilmesine karar verildiği, Safranbolu Belediyesince 05.10.2007 tarihinde verilen yıkım izni doğrultusunda iki katlı binanın yıkımının gerçekleştirildiği, sanık tarafından hazırlatılan yeni binaya ilişkin projenin de ilgili Koruma Bölge Kurulu’nun 13.12.2007 tarih ve 718 sayılı kararıyla onaylandığı, yapımına başlanan bina inşaatı devam ederken, Karabük Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu görevlilerince yapılan 08.08.2011 tarihli incelemede, bahçe duvarı ile aynı hizada bulunan tescilli çeşmenin yarısının kırılarak zarar gördüğünün, ayrıca projeye aykırı olarak, yapılan binanın çekme mesafesinin kullanılması ve bodrum kat önüne beton dökülmesi suretiyle bağımsız bir bölümün oluşturulduğunun tespit edildiği, bu tespitler üzerine ilgili Koruma Bölge Kurulu’nun 29.09.2011 tarih ve 9 sayılı kararıyla sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, yeni bina yaptıran sanık hakkında soruşturmaya başlandığı ve 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, hükme esas alınan 19.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, sol kemer kısmı zarar gören çeşmenin, sokak üzerinde bulunduğu ve ön cephesinin sokağa baktığı, bu nedenle çeşmeye herhangi bir kimsenin zarar vermiş olabileceği, ayrıca 2863 sayılı Kanunun 65/a. maddesinde düzenlenen “kültür varlığına zarar vermek” suçunun ancak kasten işlenebilen bir suç olduğu, olayda ise tescilli çeşmeye kasıtlı olarak zarar verildiğinin delillerinin bulunmadığı, bu nedenlerle sanığa ait parselde yer alan tescilli çeşmenin zarar görmesi nedeni ile açılan davada sanığın beraatine karar verilmesinin yerinde olduğu ancak; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yapının bodrum katındaki onaylı projeye aykırı uygulamaların, iskan aşamasına gelindiğinde kaldırılabilecek uygulamalar olduğu belirtilmiş ve bu rapora dayanılarak sanığın projeye aykırı uygulamaları nedeni ile hakkında açılan davadan da beraatine karar verilmiş ise de; onaylı projeye aykırı uygulamaların kaldırıldığına ve yapının projesine uygun hale getirildiğine dair sanığın bir iddiasının bulunmadığı, bu nedenle suça konu yerde, inşaat mühendisi bilirkişi ile yeniden keşif yapılarak, onaylı projeye aykırı uygulamaların kaldırılıp kaldırılmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.