Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/17898 E. 2014/21449 K. 31.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/17898
KARAR NO : 2014/21449
KARAR TARİHİ : 31.10.2014

Tebliğname no : 12 – 2014/80746
Mahkemesi : Pazar Asliye Ceza Mahkemesi (Kapatılan Çamlıhemşin ACM)
Karar Tarihi : 27/11/2013
Numarası : 2013/283-2013/809
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, 13/07/2007 günü Ç.. İlçe Jandarma Komutanlığı’na bağlı ekipler tarafından Başyayla yaylasında, icra edilen devriye faaliyeti sırasında, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 19/05/1998 tarih ve 3148 sayılı kararı ile 1. derece doğal sit alanı olarak tescilli Başyayla yaylasında sanığa ait bir evin bulunduğunun tespit edildiği, yapılan keşif sonrası düzenlenen inşaat bilirkişinin raporunda, yayla evinin ahır bölümü ve zemin katının çimentosuz yığma karataş tarzında yapıldığı, yaz aylarında hayvan barınağı ve insan konaklama yeri olarak kullanıldığı, çatısının ahşap, çatı örtüsünün toprak olduğu, yaklaşık 100-150 yıl önce yöre mimarisine uygun olarak hayvancılık amacıyla inşa edildiği, tek katlı olduğu, tadilat görmediği, hiç bir eklentisinin bulunmadığı, yapının mevcut hali ile sabit ve kalıcı nitelikte olup kolaylıkla sökülebilir ve takılabilir türde olmadığı, yapılışı nedeniyle mahalline inşai ve fiziki müdahalede bulunulduğu, ekolojik dengenin bozulduğunun belirtildiği, sanığın hazırlık aşamasındaki beyanında, evin sadece yıkılan duvarlarını yine karataştan restore ettiğini beyan ettiği,
Dairemizin 26/04/2013 tarihli ilamında, “mevcut çelişkinin giderilmesi amacıyla yeniden keşif icra edilerek yıkılan duvarların hangi tarihte restore edildiğinin tespit edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi” yönünden hükmün bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozma üzerine yapılan yargılamada, ilgili kurumlara müzekkere yazılarak sit ilanına ilişkin tutanakların istendiği, ancak kurumların cevabi yazılarında, tutanakların mevcut olmadığının bildirildiği, oysa Dairemiz tarafından temyiz incelemesi yapılan Çamlıhemşin Asliye Ceza Mahkemesi’ne ait 2013/15066, 2013/8509 ve 2013/8632 Esas numaralı dosyalarda, anılan Kurul kararının 14/10/1998 tarihinde ilgili Belediyece mutad vasıtalarla ilan edildiğine dair Kaymakamlık yazısının bulunduğu, bu itibarla, sanığın sit alanı olduğunu bilmediğine yönelik savunmasına itibar edilemeyeceği gözetilerek, mahallinde yeniden keşif icra edilip, sanığın savunmasında geçen, yıkılan duvarı karataştan restore ettirdiği şeklindeki eyleminin hangi tarihte yapıldığının tespit edilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, hatalı değerlendirme ile beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 31/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.