Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/17768 E. 2015/3405 K. 24.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/17768
KARAR NO : 2015/3405
KARAR TARİHİ : 24.02.2015

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Manevi tazminat talebinin reddi, 70.157,34 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine

Davacı vekilinin 16.05.2013 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle sahibi olduğu şekerlere el konulduğunu, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağı olan …. Asliye Ceza Mahkemesinin, 2013/46 Esas – 2013/186 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) sahibi olduğu şekerlere kaçakçılık suçundan, 16.12.2008 tarihinde el konulduğu, yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 07.05.2013 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 16.05.2013 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış, manevi tazminat davaları kişilik hakkını koruyan, haksız tecavüzün doğurmuş olduğu olumsuz sonuçlarını, yani zararın giderilmesini, telafi edilmesini amaçlar, manevi tazminat davası için, kişilik haklarının ihlal edilmesi özellikle sosyal ve duygusal kişilik değerlerinin ihlali ve hukuka aykırı bir fiilin bulunması gerekir, yakalanan veya tutuklanan kimsenin gerek aile gerek iş çevresinde itibarının sarsılması, aile, çocuk ve yakınları için tutukevinde hasret çekilmesi, kişinin tutuklanması nedeniyle ruhi sıkıntılar çekmesi, cezaevi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılar, tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır, bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
El koymaya konu olan ve dosya kapsamına göre davacıya iade edilmeyip imha edilen şekerlerle ilgili olarak bilirkişi tarafından, el koyma tarihi ile dava tarihi arasındaki süre boyunca 45 günde bir %6 net kara göre el değiştirdiği öngörülerek belirlenen miktara, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, el koyma tarihinden itibaren faize hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 1. bendinde yer alan “haksız el koyma tarihi olan 16/12/2008” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “dava tarihi olan 16/05/2013 ” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.