Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/1748 E. 2015/3535 K. 26.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/1748
KARAR NO : 2015/3535
KARAR TARİHİ : 26.02.2015

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca Beraat

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “09/01/2008” şeklinde gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Katılan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasa Mahkemesi’nin 11/04/2012 tarih ve 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanunun 408. maddesi ile değişik 65. maddesinin (a) ve (b) fıkralarının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, Anayasa’nın 153. maddesinin 3. fıkrası ile 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 66. maddesinin 3. fıkrası gereğince iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesinin de karar altına alındığı, 13/10/2012 tarih ve 28440 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararının, 13/10/2013 tarihinde yürürlüğe girmesi beklenirken, 2863 sayılı Kanun’da değişiklik yapan 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği;
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, … I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 07/07/1993 tarih ve 4720 sayılı kararı ile belirlenen kentsel sit alanı içerisinde yer alıp, aynı Kurul’un 30/03/2005 tarih ve 543 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen taşınmazın maliki olduğu, … Belediye Başkanlığı teknik elemanlarınca mahallen yapılan kontrolde, bodrum + zemin + beş normal katlı betonarme karkas binanın üzerine çelik profiller dikilip üstü kapatılmak suretiyle kat yapıldığı belirlenerek, 26/01/2007 tarihli yapı tatil tutanağının düzenlendiği, … Belediye Encümeni tarafından alınan 15/03/2007 tarihli yıkım kararı sonrası belediye görevlilerince 28/08/2007 tarihinde, ilave altıncı katın bütün iç duvarları ile büyük ölçüde yan duvarları yıkılarak kısmi yıkım gerçekleştirildiği, … Belediye Başkanlığınca suç duyurusunda bulunulması üzerine yürütülen soruşturma sonucunda, sanık hakkında 05/10/2007 tarihli iddianame ile “imar kirliliğine neden olma” suçundan dava açıldığı, … 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/342 Esas, 2008/475 Karar sayılı dosyası kapsamında 25/04/2008 tarihinde olay yerinde keşif yapıldığı, yüksek mühendis mimar bilirkişi tarafından düzenlenen 21/09/2008 tarihli raporda, sonradan ilave edildiği iddia olunan çelik profil katın yıkıldığının, çatı örtüsünün, çatı tavan döşemesi seviyesinden yaklaşık 1.00 metre yükseklikte bulunduğunun, mevcut durumda çatı arasındaki bölümün müstakil bir kat şeklinde olmayıp, çatı arası niteliği taşıdığının belirtildiği, mahkemece sanığın beraatine dair verilen 18/11/2008 tarihli kararın, temyiz edilmeksizin 29/01/2009 tarihinde kesinleştiği;
… II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün, tescilli taşınmazda yapılan izinsiz uygulamalara ilişkin 25/04/2009 tarih ve 2571 sayılı kararı eklenerek suç duyurusunda bulunulması üzerine, sanık hakkında 13/08/2009 tarihli iddianame ile “2863 sayılı Kanuna aykırılık” suçundan inceleme konusu davanın açıldığı, 15/07/2011 tarihinde mahallinde icra edilen keşif sonrası inşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 04/08/2011 tarihli rapora göre, sonradan ilave edildiği iddia olunan çelik profil katın yıkılmadığı, çatı örtüsünün, çatı tavan döşemesi seviyesinden ortalama 1.20 metre yükseklikte bulunduğu, mevcut durumda çatı arasındaki bölümün müstakil bir kat şeklinde olup, çatı arası niteliği taşımadığı, normal bir yaşam alanı olduğu, yapılan imalatların hepsinin yeni olup, taşınmaza ait geçmişteki belge, yazışma ve fotoğraflar ile müdahale sonrası durum karşılaştırıldığında, doğal ve tarihi yapıya zarar verildiği;
Belediye görevlilerince 28/08/2007 tarihinde gerçekleştirilen kısmi yıkım ve çelik profil katın yıkıldığını tespit eden … 5. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasında mevcut 21/09/2008 tarihli bilirkişi raporu sonrası taşınmazın, 15/07/2011 tarihli keşifte gözlemlenen hale getirildiği, izin alınmaksızın yapılan kat ilavesinin eski esere zarar verdiğinin 04/08/2011 tarihli bilirkişi raporu ile belirlendiği, böylece, “korunması gerekli taşınmaz kültür varlığının zarar görmesine kasten sebebiyet vermek” suçunun tüm unsurları ile oluştuğu, bununla birlikte, tescilli taşınmaza ilişkin proje onay sürecinin de devam ettiğinin gerek savunmadan gerekse dosyaya ibraz edilen belgelerden anlaşıldığı görülmekle; suça konu eski eser binaya yönelik olarak kurul tarafından onaylanmış bir uygulama projesi bulunup bulunmadığı araştırılarak, var ise taşınmazın mevcut halinin proje ve eski eserin özgün durumu ile uyumlu olup olmadığının tespiti, onaylı bir proje söz konusu değil ise, sanığın yukarıda sözü edilen suç nedeniyle mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırmaya dayanılarak, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan kanun maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gerekçesiyle beraate dair hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 26/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.