Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/16182 E. 2015/14159 K. 30.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/16182
KARAR NO : 2015/14159
KARAR TARİHİ : 30.09.2015

Tebliğname No : 12 – 2014/241163
Mahkemesi : Alaşehir (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 27/05/2014
Numarası : 2014/307-2014/596
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya kapsamına göre; olay günü … isimli vatandaşla sanık arasında başlayan husumetin ardından, sanığın, 126 promil alkollü olarak sevk ve idare ettiği otomobil ile adı geçen vatandaşın aracını takip ettiği, …. isimli vatandaşın kendisini takip eden araçtan korkarak, ters yönden hızla polis merkezi önüne gelip, aracını durduğunda, arkasından gelen sanığın da otomobilini durdurduğu; ancak, yanına polis memurunun yaklaştığını gören sanığın hızla manevra yapıp, durması yönündeki ikaza rağmen polis merkezi önünden ters istikamette uzaklaşması üzerine haber merkezi tarafından durumun anons edildiği, bir müddet sonra, kolluk ekiplerince sanığın idaresindeki aracın park halinde olduğunun görülmesi ve sanığın aracına yaklaşıldığı esnada, sanığın idaresindeki araçla hızla uzaklaştığı ve kolluk ekiplerinin takibinin kesintiye uğradığı iddiası ile ilgili olarak TCK’nın 179/3. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 179/2. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan CMK’nın 170. maddesine uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı anlaşılmakla, dava konusu yapılmayan bu eylemle ilgili zamanaşımı süresi içinde dava açılıp hüküm kurulabileceği belirlenerek yapılan incelemede:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemiş olmasına, erteleme hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında düzenlenen 27.03.2014 tarihli iddianamede; sanığın, kolluk ekiplerinin takibinden kurtulduktan bir müddet sonra, 126 promil alkollü olarak sevk ve idare ettiği otomobili ile üç yönlü kontrolsüz kavşağa hızla giriş yapıp, direksiyon hakimiyetini kaybederek, ilköğretim okulu bahçe duvarına çarpması neticesinde aracında yolcu olarak bulunan ve hayat fonksiyonlarını ağır (5) derecede etkileyen kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanan mağdur arkadaşı ile uzlaşmalarından dolayı sanık hakkında bilinçli taksirle yaralama suçundan ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği belirtilerek, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan dava açıldığı olayda,
Taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarının sanığın tek bir eylemi ile meydana geldiği ve uzlaşma kurumunun uyuşmazlığı hukuki ve cezai tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırdığı gözetilerek, sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de:
Sanık hakkında TCK’nın 53. maddesi tatbik edilirken, 3. fıkraya aykırılık oluşturacak şekilde, TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar”, diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususlarda aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan dolayı sanığın mahkumiyetine ilişkin hükmün 1 numaralı bölümünün tamamı hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerine, “1-Sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığına,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.