Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/15704 E. 2015/11455 K. 23.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/15704
KARAR NO : 2015/11455
KARAR TARİHİ : 23.06.2015

Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : TCK’nın 179/3-2, 62/1, 50/1a, 52/2 maddeleri gereğince mahkûmiyet,

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
… İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla;
Olay tarihinde sanığın idaresindeki araçla kontrolsüz kavşakta seyrini sürdürüp hız kesmeden kavşağa girerek sağ tarafından kavşağa giren otomobile ilk geçiş hakkını bırakmayıp çarptığı, olaydan 1 saat sonra sanığın 0,44 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, olayın meydana gelmesinde tek başına sanığın alkollü olmasının neden olduğuna ve sanığın güvenli araç kullanamayacağına ilişkin herhangi bir tespit bulunmaması karşısında sadece alkol kullanılmış olmasının trafik güvenliğinin tehlikeye sokma suçundan mahkumiyet için yeterli olmadığı gözetilmeyerek, sanığın unsurları oluşmayan suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA 23.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.