Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/1556 E. 2014/13413 K. 02.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/1556
KARAR NO : 2014/13413
KARAR TARİHİ : 02.06.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/176005
Mahkemesi : İstanbul 23. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 20/03/2013
Numarası : 2012/162-2013/163
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık hakkında açılan kamu davasının reddine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “21.04.2011” olarak gösterilmesi gerekirken, “28.01.2011” olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
İstanbul I numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 07.07.1993 tarih ve 4720 sayılı kararıyla Kentsel Sit alanı ilan edilen bölge içerisinde kalan, yine ilgili Koruma Bölge Kurulu’nun 30.03.2005 tarih ve 543 sayılı kararıyla korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen, İstanbul ili, …ilçesi, …i mahallesi, … sokak, 260 pafta, 1472 ada, 75 sayılı parselde bulunan ve tapuda sanık adına kayıtlı olan binada, sanık tarafından izin alınmadan çelik profiller kullanılarak ilave kat yapıldığı, bu durumun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı görevlilerince tespit edildiği ve 26.01.2007 tarihli yapı tatil zaptının tanzim edildiği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili Koruma Bölge Kurulu arasında yapılan yazışmalardan anlaşılacağı üzere tescilli taşınmazın çatı katına yapılan izinsiz katın Belediye görevlilerince yıkımının yapıldığı, İstanbul II numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun 25.04.2009 tarih ve 2571 sayılı kararıyla izinsiz uygulama yapan sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, bunun üzerine sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan 13.08.2009 tarihli iddianame ile açılan davanın İstanbul 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandığı, olay yerinde İstanbul II numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu görevlilerince 21.04.2011 tarihinde yapılan incelemelerde ise, tescilli binada durdurulması istenilen izinsiz uygulamaların devam ettiği, zemin kat ve çatı katındaki uygulamaların bitirildiği, teraslı çatı katında alt katla bağlantılı oluşturulan mekanların konut olarak kullanıldığı ve ayrıca bodrum katta da değişiklikler yapıldığının belirlendiği, bu tespitler üzerine ilgili Koruma Bölge Kurulu’nun 18.05.2011 tarih ve 4490 sayılı kararıyla sorumlular hakkında yeniden suç duyurusunda bulunulduğu ve sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan 14.02.2012 tarihinde temyize konu davaya esas iddianamenin düzenlendiği, her ne kadar yapılan yargılama sonunda, sanık hakkında mükerrer dava açılması gerekçesiyle, CMK’nın 223/7. maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmiş ise de, sanık hakkında ilk iddianamenin düzenlenmesinden sonra, izinsiz çeşitli uygulamaların daha yapıldığı ve durumun 21.04.2011 tarihinde olay yerinde ilgili Koruma Bölge Kurulu görevlilerince yapılan incelemelerle tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, mahkemece, 13.08.2009 tarihli iddianameden sonra izinsiz uygulamalara devam etmek suretiyle yeni bir suç işlediğinin kabulü ile mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeyerek, sanık hakkında mükerrer dava açılması şeklinde yerinde olmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi,
Kabule göre de,
Üzerinde müdahale gerçekleştirilen taşınmazın 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında tescilli kültür varlığı olması nedeniyle taşınmazda izinsiz ya da izin kapsamı dışında yapılan her türlü inşai faaliyetin suç oluşturacağı, bu bakımdan müdahalenin binanın içinde ya da dışında gerçekleştirilmesinin önem arz etmediği, bu kapsamda tescile esas bilgi ve belgeler getirtilerek, izinsiz yapılan tadilatların yapının tescil edilmesine neden olan kriterlere uygun olup olmadığının, yapıya ait orjinal dokuya uyum sağlayıp sağlamadığının, tescilli kültür varlığında zarar meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi gerektiği; bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, olay yerinde keşif icra edilerek, sanık tarafından izinsiz yapılan uygulamaların neler olduğu, bu uygulamaların tescilli kültür varlığının bütünü ve dolayısıyla orjinal dokusu ile uyumlu olup olmadığının, niteliğinin ve yapıda zarar meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi, taşınmazın bu nitelikte bir zarar gördüğünün belirlenmesi durumunda sanığın, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1-1.cümlesi uyarınca cezalandırılması, bu nitelikte bir zararın mevcut olmadığının, ancak yapılan tadilatın ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında bulunduğunun belirlenmesi durumunda, 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-2.cümlesi uyarınca cezalandırılması, yapılan bu tadilatın ruhsata tabi olmayan, “basit onarım” niteliğinde olduğunun belirlenmesi halinde ise, 5498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4. maddesi ile cezalandırılması gerektiğinin gözetilmeksizin, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 02.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.