Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/15500 E. 2014/19422 K. 02.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/15500
KARAR NO : 2014/19422
KARAR TARİHİ : 02.10.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/10004
Mahkemesi : İstanbul Anadolu 9. (Üsküdar 3.) Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 06/09/2012
Numarası : 2012/267 – 2012/313
Suç : Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın taksirle öldürme suçundan Üsküdar 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 31.05.2006 günlü 85/2, 50/1-a, 52/2 ve 2918 sayılı Kanunun 118/2 maddeleri gereğince 14.600,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 1 yıl süre ile geri alınmasına ilişkin mahkumiyet hükmünün katılanlar vekili tarafından temyizi üzerine 9. Ceza Dairesi tarafından sair yönleri incelenmeksizin bozulması üzerine mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucu 23.12.2009 günlü kararı ile TCK’nın 85/2 ve 53/6 maddeleri gereğince 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 2 yıl süre ile sürücü belgesi geri alınması kararının sanık müdafiinin temyizi üzerine Dairemizin 08.03.2012 günlü ilamı ile “1-Bozma öncesi hükmün sanık ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmiş olması nedeniyle 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi anlamında aleyhe bozma yasağı ve ceza bakımından kazanılmış hakdan söz edilemeyecek ise de; kusur oranlarında herhangi bir değişiklik olmadığı ve somut gerekçeleri gösterilmemek suretiyle TCK’nın 61. maddesine aykırı şekilde cezasının 4 yıl olarak belirlenmesi,
2-765 sayılı TCK’nın bir bütün halinde olaya uygulanarak sonuca varılması, daha sonra da 5237 sayılı TCK’nın ceza ve güvenlik tedbirleri de dahil ilgili bütün hükümleri tatbik edilerek bu Kanuna göre ayrı bir sonuç belirlenmesi, yapılacak karşılaştırma sonucu daha lehe olduğu saptanan Kanunun tüm hükümleri bir bütün halinde uygulanmak suretiyle, tespit edilmesi gerekirken 765 sayılı TCK’nın 29 ve 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesindeki ölçütler nazara alınmaksızın 765 sayılı TCK’nın da esas alınan 8 yıl hapis ve kusur indirimi sonucu bulunan 4 yıl hapis cezasının karşılaştırılması suretiyle 5252 sayılı Kanunun 9 ve 5237 sayılı TCK’nın 7. maddelerine aykırı davranılması,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime imkan verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılması gerekirken dosya kapsamına göre meydana gelen kazada 4/8 oranında kusurlu olan, geçimini şöförlükle sağlayan ve dosyaya herhangi bir olumsuzluğu yansımayan sanık hakkında dosya kapsamı ile örtüşmeyen kanundaki ifadeler aynen tekrar edilerek ve kanunda yer almayan gerekçelere dayanılmak suretiyle mahkeme heyeti tarafından da görülmeyen sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 50/4. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesi,” gerekçesi ile bozulması üzerine yerel mahkeme 06.09.2012 günlü kararında direndiğini belirterek aynı şekilde hüküm kurması üzerine sanığın temyizi üzerine Ceza Genel Kurulunca verilen hükmün direnme niteliğinde olup olmadığına dair yapılan incelemede, Ceza Genel Kurulunun 29.04.2014 günlü kararı ile mahkemece direnme kararı verildiği belirtilmiş ise de, hükmün gerekçesinde yer verilen açıklamalar ile bozma ilamı doğrultusunda işlem yapmak ve bozma gerekleri yerine getirilmek suretiyle yeni bir hüküm kurulduğundan bahisle dairemize gönderilmekle yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yeterli araştırma yapılmadan karar verildiğine, 59. maddenin uygulanmadığına ilişkin temyiz itirazının reddine, ancak;
Bozma gereği yerine getirilmemiş olmakla;
5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime imkan verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılması gerekirken dosya kapsamına göre meydana gelen kazada 4/8 oranında kusurlu olan, geçimini şöförlükle sağlayan ve dosyaya herhangi bir olumsuzluğu yansımayan sanık hakkında dosya kapsamı ile örtüşmeyen kanundaki ifadeler aynen tekrar edilerek ve kanunda yer almayan gerekçelere dayanılmak suretiyle mahkeme heyeti tarafından da görülmeyen sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 50/4. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.