Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/15343 E. 2014/22762 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/15343
KARAR NO : 2014/22762
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/70085
Mahkemesi : Zile Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 06/12/2012
Numarası : 2011/46 – 2012/440
Suç : Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıkların yokluğunda 06.12.2012 tarihinde verilen hükmün, sanıkların yargılama sırasında belirttikleri ev adreslerine tebliğe çıkarılmasına rağmen, tebligatların iş adreslerinde çalışanlara 02.01.2013 tarihinde tebliğ edildiği, sanıklar müdafinin, sanıkların hükmü 25.01.2013 tarihinde öğrendiklerinden bahisle, 28.01.2013 tarihinde eski hale getirme talebinde bulunduğu, 5271 sayılı CMK’nın 40. maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirildiğinde; sanıklar müdafinin eski hale getirme talebinin yerinde olduğu anlaşılmış, tevdii kararımızda sanıklar müdafii yönünden temyiz incelemesine yer olmadığına ilişkin ibarenin fazladan yazıldığı ve temyizin süresinde olduğu kabul edilmiştir.
Olay tarihinde ölen sürücü H.. V..’in, sanıkların yetkilisi olduğu Pekağcalar şirketine ait, 1981 model, fiat marka çekici ile 20-25 ton şekerpancarı yüklü halde gece vakti, yanında yaralanan A.. K.. ile birlikte meskun mahal dışı, 4.5 metre genişliğindeki iki yönlü, sert virajlı yolda seyri sırasında, yolun sağından şarampole yuvarlanarak öldüğü, A.. K..’ın ise yaralandığı olayda;
Zile Asliye Hukuk Mahkemesince 16.07.2007 tarihinde araç üzerinde keşif yapılarak, bu keşfe dayalı olarak düzenlenen 23.07.2007 tarihli raporda, çekicinin ve dorsenin fren bağlantılarına bakıldığı, fren bağlantılarında herhangi bir kopukluk emaresine rastlanmadığı, balataların istenilen standartlarda olduğu, aracın çift devreli fren sistemi olduğu, biri arızalansa bile diğerinin görev yaptığı, iki devre arızalansa bile el freni ile aracın durdurulabileceği görüşüne varıldığı, 17.10.2007 günlü keşif zaptına göre, kamyon tamir ustası bilirkişi tarafından aracın hidrolik ve pnömatik fren hortumlarınının söküldüğü, hortumların bilirkişilere gösterildiği ve bilirkişi T.. Ü..’in beyanına göre, fren hortumları üzerinde gerekli testler yapıldıktan sonra, şirkete ait yemek fabrikasında çalışan M.. G.hortumun teslim edildiği, somut fren arızası veya aracın
fren sisteminde donanım eksikliği olduğuna dair bir bulgudan bahsedilmediği ifadelerine yer verildiği, dosya içindeki belgelerden aracın 16.11.2003 tarihinde gümrükten alındığı, 19.11.2003 tarihinde trafik tescil belgesi düzenlendiği, aracın 28.10.2004 tarihinden itibaren de fenni muayenesinin olmadığının anlaşılması karşısında; aracın en son muayene tarihinden itibaren 1 yıl geçmediği, istiap haddine ilişkin bir bilgi bulunmamakla birlikte 20-25 ton yükünün bulunduğu, araç üzerinde olay tarihinde inceleme yapılmadığı, en yakın incelemenin olaydan yaklaşık 2 yıl sonra yapıldığı, aracın bu arada nasıl korunduğunun anlaşılamadığı, 26.02.2010 tarihli Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonu raporunun oluş ve dosya içeriğine daha uygun olduğu, araç ile römork arasında römorkun frenlemesini sağlayan hortumların araçta bulunmadığı şeklindeki kabulün varsayıma dayandığı, varsayımla araç maliklerine kusur yüklenemeyeceği, yolun özellikleri, aracın yüklü olması ve ölen sürücünün hızının, olayın meydana gelmesinde tamamen etkili olduğu, araç maliki sanıklara kusur yüklenemeyeceği gözetilmeden beraatleri yerine, yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, hükümlerin isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.