Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/15202 E. 2015/13804 K. 18.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/15202
KARAR NO : 2015/13804
KARAR TARİHİ : 18.09.2015

Tebliğname no : 12 – 2014/146707
Mahkemesi : Tokat (Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 06/02/2014
Numarası : 2012/654-2014/100
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan yapılan yargılama sonucunda, sanığın TCK’nın 179/3-2 maddeleri gereğince 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca sanığın 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair Tokat 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 27/07/2010 tarih, 2010/827-2010/1092 sayılı kararının 14/09/2010 tarihinde kesinleştiği, denetim süresi içinde, sanık hakkında 14/11/2010 tarihinde işlediği tehdit suçundan Tokat 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/256-2012/77 sayılı 20/02/2012 tarihli kararı ile mahkumiyetine karar verildiği ve bu kararın kesinleşmesiyle, 5 yıllık denetim süresi içerisinde suç işlediği gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen dosyaya ihbarda bulunulduğu, hükmün CMK’nın 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına ilişkin Tokat 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/02/2014 tarih, 2012/654-2014/100 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrasında, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suçun işlenmesi halinde veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde mahkemece hükmün açıklanacağı belirtilmiş olup, bu iki halin gerçekleştiğinin saptanması durumunda, mahkemece yapılacak işlem, önceden verilen ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu olması nedeniyle hukuki varlık kazanmayan hükmün açıklanmasından ibarettir. Bu iki şarttan birine aykırılık nedeniyle hükmün açıklanması halinde mahkemece, uygulanmasında yasal zorunluluk bulunduğu halde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi nedeniyle uygulanamayan yasal hükümler hariç olmak üzere önceki hükümde bir değişiklik yapılmayacağından, yeniden kurulan hüküm de önceden verilen hükmün infazını sağlamaya yöneliktir. Yeniden hüküm verilmesi ise yalnızca sanığın “kendisine yüklenen yükümlülüklerin yerine getirilememesi” halinde mümkündür. Bu şart gerçekleştiğinde, sanığa yeni bir imkan sağlamayı düşünen yasa koyucu, yükümlülüğün yerine getirilememesi haline münhasır olarak mahkemeye, sanığın durumunun değerlendirilmesi suretiyle, cezanın kısmen infazına yada önceki hükümde yasal zorunluluk nedeniyle tartışılamayan erteleme veya seçenek yaptırımlara çevirme kurumlarının değerlendirilmesi suretiyle yeniden hüküm kurması imkanını sağlamıştır. Bu son halde dahi mahkeme, sübut ve nitelendirmenin değiştirilmesi veya önceki uygulamadan dönme yönünden bir imkâna sahip olmamakta, yalnızca önceki hükmün varlığı kabul edilerek, belirli bir kısmının infaz edilmemesi ya da önceki hükümde değerlendirilemeyen TCK’nın 50 veya 51. maddelerinin uygulanması yetkisine sahip olabilmektedir.
Bu açıklamalar ışığında, sanık hakkında sonuç olarak hükmedilen 5 ay hapis cezasına ilişkin hükmün açıklanmakla yetinmesi gerekirken, sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, eleştirilen husus dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 18/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.