Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/1507 E. 2014/10365 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/1507
KARAR NO : 2014/10365
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/154171
Mahkemesi : İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 26.02.2013
Numarası : 2011/448-2013/51
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/182-2010/216 sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinden; sanığın (davacının) nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 16.12.2010 tarihinde kesinleştiği, kesinleşmiş beraat kararının davacıya tebliğine ilişkin belge bulunmadığı, davanın işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen 1 yıllık süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı anlaşılmakla tebliğnamedeki 1 numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekili ile davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Asgari ücret üzerinden maddi tazminata hükmedilmiş olması karşısında, hesaplamada hafta sonu, dini ve milli bayram tatilleri nedeniyle indirim yapılamayacağının dikkate alınmaması,
2-Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tutuklama tarihi ile tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar ele geçecek parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, hükmedilen miktarın bu ölçütlere uymayıp fazla tayini,
Kanuna aykırı olup, davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 29.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.