Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/1401 E. 2014/12304 K. 21.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/1401
KARAR NO : 2014/12304
KARAR TARİHİ : 21.05.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/167679

Mahkemesi : Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 10.04.2013

Numarası : 2012/116-2013/152

Dava : 466 sayılı Kanun uyarınca tazminat

Davacının maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Tazminat davasına dayanak olan Kuşadası 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.02.2004 tarih ve 2003/298- 2004/55 Karar sayılı ceza dosyasında yapılan yargılama neticesinde davacı hakkında hırsızlık ve sahte kimlik beyanında bulunarak yetkili mercileri yanıltmak suçlarından, toplam 11 ay 10 gün mahkumiyetine karar verildiği bu cezasından dolayı 18.05.2002- 20.02.2003 tarihleri arasında tutuklu kaldığı Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda yatması gereken süreyi fazlası ile tutuklu olarak çektiğinden Söke Cumhuriyet Başsavcılığının şartla tahliye kararı alınmak üzere dosyanın gönderildiği, hükümlü hakkında Söke Asliye Ceza Mahkemesinin 14.07.2004 tarih ve 2004/269 Diş sayılı kararı ile 17.02.2004 tarihi itibariyle şartla tahliye kararı alınarak ilamat evrakları 19.07.2004 tarihinde Kuşadası Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, Hükümlünün 20.07.2011 tarihli dilekçesi ile de İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.12.2011 tarih ve 2006/348-2007/161 sayılı kararıyla Kuşadası 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/298 esas sayılı dosyasında 278 gün tutuklu kaldığı mahsuba konu İzmir 2.Ağır Ceza Mahkemesinin ilamına ait suç tarihinin 30.05.2006 tarihi olduğu, mahsubu istenen tutukluluğa ilişkin hükmün ise daha önce kesinleştiğinden bahisle mahsup talebinin reddine karar verilmiş olmakla, davacının hakkında verilen hükmün kesinleştiğinden en geç mahsup talebinde bulunduğu 20.07.2011 tarihinde haberdar olduğu buna karşın davanın ise 23.01.2012 tarihinde açıldığı, bu nedenle tazminat davasının 466 sayılı Kanunda öngörülen 3 aylık sürede açılmadığının anlaşılması karşısında, davacının bu şekilde dava açmasının, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” şeklinde düzenleme karşısında dürüstlük kuralına aykırı olduğu da belirlenerek, açıklanan bu nedenlerle davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekirken, incelemeye devamla yazılı şekilde karar verilmesi,

Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak, BOZULMASINA, 21/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.