Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/1388 E. 2014/15562 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/1388
KARAR NO : 2014/15562
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/149881

Mahkemesi : Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi

Tarihi : 01/02/2013

Numarası : 2011/233 – 2013/47

Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

Davacı vekilinin 18.04.2011 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazının reddine, ancak;

Dava, 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup; Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 Esas – 2010/57 sayılı kararında 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat hükmünden davacının haberdar olmasının arandığı, adı geçen kararda tazminat davasının ne zamana kadar açılması gerektiğine dair bir açıklama bulunmadığı, Borçlar Kanununun 60. maddesi gereğince değerlendirme yapılması gerektiği ve haksız fiil veya zararı doğuran olayın vukuundan itibaren her halde 10 yıl geçtikten sonra zamanaşımının gerçekleşeceği kabul edilmekle, kanun dışı yakalanan veya tutuklananlar bakımından ceza davasının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat istenemeyeceği, incelemeye konu olan dosya kapsamına göre kesinleşmiş beraat hükmünün davacıya tebliğ edildiğinin anlaşılmaması ve tazminat davasına dayanak teşkil eden beraat hükmünün 24.05.2006 tarihinde kesinleştiği, davanın 10 yıllık süre içerisinde ve 18.04.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmakla davanın kabulü yerine, “CMK’nın 142/1. maddesine göre 3 aylık ve 1 yıllık sürede açılmadığı” gerekçesiyle reddine karar verilmesi,

Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin davanın süresinde açıldığına ilişkin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak, BOZULMASINA, 24.06.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.