Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/13159 E. 2015/7778 K. 11.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/13159
KARAR NO : 2015/7778
KARAR TARİHİ : 11.05.2015

Mahkemesi : Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : TCK’nın 179/3. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 179/2, 62. maddeleri gereğince mahkumiyet, TCK’nın 32/2. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 57/1-2-3-4-5. maddesi gereğince sanık hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirinin uygulanmasına

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ve sanık hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Gerekçeli karar başlığında, suçun işlendiği tarihin 14.07.2012 yerine, hatalı olarak 15.07.2012 yazılması ve suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/2-c maddesine aykırı hareket edilmesi,
2- İşlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azaldığı ve TCK’nın 32/2. maddesi kapsamında rahatsızlığının bulunduğu kabul edilen sanığa, CMK’nın 150/2. maddesi gereğince, istemi aranmaksızın baro tarafından müdafii görevlendirilmesi ve sanığın müdafii hazır bulundurularak aynı Kanun’un 193. maddesi uyarınca savunmasının alınması gerektiği gözetilmeyerek, savunma hakkının kısıtlanması,
3- Sanığın atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçuna ilişkin iddia olunan suç tarihinde TCK’nın 32/1. maddesi kapsamında akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinde önemli derecede azalmaya neden olacak bir akıl hastalığının bulunup bulunmadığı ya da aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca akıl hastalığı derecesinde olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalıp azalmadığı hususlarında … İhtisas Kurulundan ya da tam teşekküllü ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesinden cezai ehliyetinin belirlenmesi hususunda rapor alınarak sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, … Hastanesi tarafından başka suçlarla ilgili olarak düzenlenen 14.04.2008 tarihli rapor hükme esas alınıp, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de:
1- Sanığın, yönetimindeki patpat tabir edilen araçla gece vakti, aydınlatması bulunmayan yerleşim yeri dışında, orta refüjle bölünmüş tek yönlü devlet yolunda, karşı yol bölümüne geçip, ters yönde seyrederken, karşı istikamette kendi şeridinde ilerleyen otomobile çarpması şeklinde gelişen eyleminden dolayı TCK’nın 179/2. maddesindeki trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerekirken, dosyada mevcut genel adli muayene raporuna göre alkolsüz olduğu anlaşılan sanık hakkında, TCK’nın 179/3. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 179/2. maddesi uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması,
2- TCK’’nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütlerden suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yer, meydana gelen tehlikenin ağırlığı ve sanığın kastının yoğunluğu nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle, aynı Kanun’un 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi,
3- İşlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azaldığı kabul edilen ve hükmedilen cezasının akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak uygulanmasına karar verilen sanık hakkında, güvenlik tedbirinde uygulanacak sürenin, hükmedilen hapis cezasından fazla olamayacağı gözetilerek, “belirlenen hapis cezasının süresi ile aynı olmak koşuluyla sanığın akıl hastalarına özgü yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınmasına, cezasının bu suretle infazına” karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, ayrıca, “yerleştirileceği kurumun sağlık kurulunca düzenlenecek raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi halinde sanığın mahkeme kararıyla serbest bırakılabileceğine, sağlık kurulu raporunda güvenlik bakımından sanığın takibinin gerekip gerekmediği, gerekiyor ise bunun süre ve aralıklarının belirtilmesine, tıbbi kontrol ve takipteki kişinin akıl sağlığı itibari ile toplum açısından tehlikeliliğin arttığı anlaşıldığında hazır rapora dayanarak yeniden koruma ve tedbiri amaçlı güvenlik tedbiri uygulanmasına” karar verilmek suretiyle TCK’nın 32/2 ve 57/6. maddelerine aykırı hareket edilmesi,
4- TCK’nın 50/3. maddesi gereğince, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunan onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş sanıkların kısa süreli, diğer sanıkların ise otuz gün ve daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı yaptırımlara çevrilmesi zorunlu olup, suç tarihinde 43 yaşında olan sanığın adli sicil kaydında gösterilen kasten yaralama suçuna ilişkin ilamdan dolayı hükmedilen hapis cezasının TCK’nın 32/2. maddesi gereğince akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak uygulanmasına karar verilmiş olması, sanık hakkındaki hırsızlık suçuna ilişkin ilamdan dolayı erteli adli para cezası mahkumiyetleri içerir kararların adli sicil kaydından silinme koşullarının oluşması ve sanığın başkaca sabıkasının bulunmaması karşısında, sanık hakkında hükmedilen 25 gün hapis cezasının, TCK’nın 50. maddesinin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 11.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.