Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/13040 E. 2015/7435 K. 05.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/13040
KARAR NO : 2015/7435
KARAR TARİHİ : 05.05.2015

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/b, 5237 sayılı TCK’nın 62, 52/2, 53/1,ve 58 maddeleri uyarınca mahkumiyet, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infazı

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde, sanık tarafından, …Koruma Bölge kurulunun 25/06/1998 tarih ve 6526 sayılı kararı ile belirlenen 1. derece doğal sit alanı içerisinde yer alan,… İli, … İlçesi, … Köyü, 163 ada, 4 parsel sayılı olup orman vasfı ile maliye hazinesi adına kayıtlı olan alanda mısır ekilmek suretiyle tarımsal faaliyette bulunulduğunun tespit edildiği, fen ve ziraat mühendisi bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlar ile dava konusu alanda keşif tarihinde her hangi bir ekimin olmadığı, önceki ekime ilişkin mısır ürününe ait anız kalıntılarının bulunduğu, suça konu yerin 1. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığı ve sit alanına fiziki müdahale teşkil ettiği hususlarının belirlendiği, sanığın savunmasında, suça konu yerin sit alanı içerisinde bulunduğunu bilmediğini ifade ettiği,
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında suça konu taşınmazın maliye hazinesi adına kayıtlı ormanlık alan olması nedeniyle eylemin hukuka uygun bir zeminde icra edilmediği ve eylemin izne bağlanmasının mümkün olmadığı, kaldı ki keşifte yapılan mahkeme gözleminde, izinsiz olarak fiziki müdahalede bulunulan alanda herkesin görebileceği şekilde “sit alanıdır” tabelasının bulunduğunun belirlendiği, yine keşifte dinlenen tutanak tanığının yeminli beyanında, dava konusu yerin koruma orman sınırları içerisinde yer aldığının ve sit alanı ilan edildiğinin tüm köylüler tarafından bilindiğinin ifade edildiği, sanığın suça konu yerin Maliye Hazinesi adına kayıtlı koruma ormanı ve sit alanı sınırları içerisinde yer aldığını bildiğinin tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, mahkemece sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığına, suç kastının bulunmadığına, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle hakkında ceza verilemeyeceğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen velayet, vesayet ve kayyımlığa ait hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca sanık hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Sanığa ait adli sicil kaydında bulunan …Sulh Ceza Mahkemesi’nin 07/10/2009 tarih, 2009/84 Esas, 2009/144 Karar sayılı ilamının kesin nitelikte olup, tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeksizin, anılan karara dayanılarak sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi ile cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasının (7) numaralı paragrafından “ … 53/1-c maddesinde belirtilen hakları alt soyu hariç kullanmaktan verilen cezanın koşullu salıverilme süresi doluncaya kadar yoksun bırakılmasına” cümlesi çıkarılarak yerine “5237 sayılı TCK’nın 53/3 maddesi uyarınca, aynı Kanunun 53/1-c maddesinde belirtilen kişisel hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına” cümlesinin eklenmesi, tekerrüre ilişkin (9) numaralı paragrafın hükümden çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.