Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/12557 E. 2014/18439 K. 23.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/12557
KARAR NO : 2014/18439
KARAR TARİHİ : 23.09.2014

Tebliğname no : 12 – 2014/48379
Mahkemesi : Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 05/12/2013
Numarası : 2013/401 – 2013/396
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

Davacı vekilinin 26.12.2006 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Eyüp 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2004/525 Esas – 2006/370 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçundan, 16.10.2004 – 02.12.2004 tarihleri arasında tutuklu kaldığı ve yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 11.07.2006 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 26.12.2006 tarihinde işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun gereğince öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Bozma üzerine yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin, sair; davacı vekilinin ise, tazminat miktarına ve eksik incelemeye ilişkin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, 04.07.2006 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi suretiyle tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 47 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymaksızın fazla tayini,
2- Davacı yararına vekalet ücreti tayin edilirken hüküm tarihinde yürürlükte olan 2013 yılına ait Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 2.640 TL maktu vekalet ücretine hükmolunması gerekirken, avukatlık ücretinin ücretinin 2.700 TL olarak belirlenmesi,
3- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 23.09.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.