Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/12447 E. 2014/25393 K. 11.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/12447
KARAR NO : 2014/25393
KARAR TARİHİ : 11.12.2014

Tebliğname no : 12 – 2014/32409
Mahkemesi : Kalecik(Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 25.11.2013
Numarası : 2013/105 – 2013/82
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakkında 30.11.2011 tarihinde işlediği suçtan ötürü Kalecik Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2012/11 – 2012/48 sayılı 08.05.2012 tarihli kararı ile trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan TCK’nın 179/3-2, 62 maddelerince kurulan mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve 5 yıllık denetim süresi öngörüldüğü, bu kararın 16.05.2012 tarihinde kesinleştiği, bu karardan sonra sanık hakkında 26.11.2012 tarihinde işlediği trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan Kalecik Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2013/23 – 2013/42 sayılı 11.06.2013 tarihli kararı ile mahkumiyetine karar verildiği ve bu kararın 05.09.2013 tarihinde kesinleşmesiyle, 5 yıllık denetim süresi içerisinde suç işlediği gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen dosyaya ihbarda bulunulması üzerine Kalecik Sulh Ceza Mahkemesince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasına karar verilmiş olmakla, dosya incelendi;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrasında, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suçun işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde mahkemece hükmün açıklanacağı belirtilmiş olup, bu iki halin gerçekleştiğinin saptanması durumunda, mahkemece yapılacak işlem, önceden verilen ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu olması nedeniyle hukuki varlık kazanmayan hükmün açıklanmasından ibarettir. Bu iki şarttan birine aykırılık nedeniyle hükmün açıklanması halinde mahkemece, uygulanmasında yasal zorunluluk bulunduğu halde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi nedeniyle uygulanamayan yasal hükümler hariç olmak üzere önceki hükümde bir değişiklik yapılmayacağından, yeniden kurulan hüküm de önceden verilen hükmün infazını sağlamaya yöneliktir.
İnceleme konusu somut olayda, hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle açıklanan hükümde tartışılamayan ancak 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesine göre daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunan onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş sanıkların kısa süreli, diğer sanıkların ise otuz gün ve daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı yaptırımlara çevrilmesi zorunlu olan 25 gün hapis cezasının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlara çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen velayet, vesayet ve kayyımlığa ait hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca sadece kendi alt soyu açısından koşullu salıverme süresine kadar uygulanabileceği, alt soy haricindeki kişiler yönünden ise, yoksunluğun, hapis cezasının infazına kadar devam edeceğinin gözetilmemesi,
3- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, sanık hakkında temel cezanın tayini sırasında uygulama maddesi olan TCK’nın 179/2. maddesine yer verilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 11/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.