Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/12177 E. 2014/18556 K. 24.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/12177
KARAR NO : 2014/18556
KARAR TARİHİ : 24.09.2014

Tebliğname no : 12 – 2014/42700
Mahkemesi : İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 29/11/2013
Numarası : 2013/348 – 2013/800
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Ulusal Yargı Ağı sistemi üzerinden yapılan incelemede, şikayetçi kurum vekiline çıkartılan çağrı kağıdının 27/11/2013 tarihinde tebliğ edildiği halde, 5271 sayılı CMK’nın 176/4 maddesinde belirtilen bir haftalık süre geçmeden, 29/11/2013 tarihinde duruşma yapılıp, hüküm kurulması ve bu tarihten itibaren bir haftalık temyiz süresi içerisinde şikayetçi vekilinin hükmü temyiz ettiği dikkate alınarak; suçtan zarar gördüğü anlaşılan ve verdiği temyiz dilekçesi ile katılma isteğini ortaya koyan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
2863 sayılı Kanun’un, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanun’un 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile
Yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu;
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 15/01/1977 gün 9591 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak, ayrıca aynı karar ile kentsel sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde yer alan, İstanbul ili, Eyüp ilçesi, Düğmeciler mahallesi, Düğmeciler mevki, 196 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapının onaylı proje haricinde, kurul izni dışında yapılmış olan cephede, giriş kapısının ve merdiven kovasının bulunduğu kısımdaki pencerenin değiştirildiğinden bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak;
Üzerinde müdahale gerçekleştirilen taşınmazın 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında tescilli kültür varlığı olması nedeniyle taşınmazda izinsiz ya da izin kapsamı dışında yapılan her türlü inşai faaliyetin suç oluşturacağı, bu bakımdan müdahalenin binanın içinde ya da dışında gerçekleştirilmesinin önem arz etmediği, bu kapsamda tescile esas bilgi ve belgeler getirtilerek, izinsiz yapılan tadilatın yapının tescil edilmesine neden olan kriterlere uygun olup olmadığının, yapıya ait orjinal dokuya uyum sağlayıp sağlamadığının, tescilli kültür varlığında zarar meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi gerektiği;
Bu kapsamda, bahse konu taşınmazın korunması gerekli kültür varlığı olarak tesciline ilişkin ilgili karar, ilan tutanakları ve suç ihbarına konu olan İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 09/01/2013 gün 954 sayılı kararının dayanağını teşkil eden suç tespit tutanağının onaylı bir örneği dosyaya getirtilip, sanığın dosya kapsamında mevcut savunmasında, suça konu uygulamaların 1990’lı yıllarda yapıldığına ilişkin beyanı karşısında, mahallinde inşaat mühendisi, arkeolog ve fen bilirkişilerin katılımı ile keşif icra edilerek, suça konu yapıda kullanılan malzemelerin eskiliği, renkteki solmalar ve yıpranma durumu dikkate alınarak yapılış tarihleri tereddüte yer vermeyecek şekilde saptanıp, bu şekilde sanığın dava konusu uygulamaları zamanaşımı süresi içerisinde gerçekleştirip gerçekleştirmediği, ayrıca inşai müdahale gerçekleştirilen yapının korunması gerekli kültür varlığı vasfında olduğunun sanık tarafından bilinmesi gerekip gerekmediğinin tereddütsüz biçimde tespiti ile izinsiz olarak yapılan uygulamaların tescilli kültür varlığının bütünü ve dolayısıyla orjinal dokusu ile uyumlu olup olmadığının, niteliğinin ve yapıda geri dönüşümü mümkün olmayacak derecede zarar meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi, taşınmazın bu nitelikte bir zarar gördüğünün belirlenmesi durumunda sanığın, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1-1.cümlesi uyarınca cezalandırılması, bu nitelikte bir zararın mevcut olmadığının, ancak yapılan tadilatın ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında bulunduğunun belirlenip, ayrıca taşınmazın olduğu yerde suç tarihi itibariyle Büyükşehir Belediyesi, İl Özel İdaresi veya İlçe Belediye Başkanlığı bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosunun bulunmadığının anlaşılması halinde 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-2.cümlesi uyarınca cezalandırılması, yapılan bu tadilatın ruhsata tabi olmayan, “basit onarım” niteliğinde olduğunun belirlenmesi veya ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında olsa bile, taşınmazın olduğu yerde suç tarihi itibariyle Büyükşehir Belediyesi, İl Özel İdaresi veya İlçe Belediye Başkanlığı bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosunun bulunduğunun anlaşılması halinde 5498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4. maddesi ile cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin; eksik araştırma ve 08/10/2013 tarihinden
önce yürülükte bulunan 2863 sayılı Kanun’un 65. maddesinde ilgililere tebligat yapılmasının zorunlu tutulduğu, sanığa bu tarihten önce, suça konu taşınmazın korunması gerekli kültür varlığı olduğuna ilişkin tebligat yapılmamış olduğundan bahisle, hatalı değerlendirilmelerle, beraat hükmü tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 24/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.