Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/12117 E. 2015/7519 K. 06.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/12117
KARAR NO : 2015/7519
KARAR TARİHİ : 06.05.2015

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suçtan zarar gören … Bakanlığı adına düzenlenen dilekçeye istinaden davaya katılma talebinde bulunulduğu ve yapılan talebe atfen şikayetçi kurumun katılan olarak kabulüne karar verildiği gözetilmeksizin, gerekçeli karar başlığında … katılan olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasa Mahkemesi’nin 13/10/2012 tarih, 28440 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikler değerlendirildiğinde; Yüksek Mahkemece “mülkiyet hakkı ihlali” iddiasının kabul edilmediği, ancak, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “belirlilik ilkesi” ne göre, kişilerin maliki bulundukları taşınmazların korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğiyle tescilli olduğunu ya da sit alanı içerisinde kaldığını öğrenmeleri gerektiği hususunun vurgulandığı, iptal hükmündeki gerekçeler doğrultusunda, 2863 sayılı Kanunun “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinin 6498 sayılı Kanun ile değiştirildiği, buna göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilmesi; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması gerektiği; belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılacağı; 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerin amacının ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, … Koruma Kurulu’nun 28/10/1989 gün 795 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilip, aynı Kurul’un 22/01/1994 gün, 3622 sayılı kararı ile onaylanan …Koruma Amaçlı İmar Planı kapsamında yer alan, .. ilçesi, .. mahallesi, 4 pafta 435 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapının, izinsiz olarak pencere doğramalarını değiştirip, 1. ve 2. kat pencerelerine panjur taktırdığı, ayrıca katlara klima monte ettirdiğinden bahisle sanık hakkında açılan kamu davası ile ilgili olarak, suça konu taşınmazın korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı niteliğine haiz ve ayrıca koruma amaçlı imar planı kapsamında kaldığının sanık tarafından bilinip bilinmediğinin anlaşılması bakımından, öncelikle, taşınmaza ait tapu kaydının bir örneği beyanlar hanesi gözükecek şekilde dosyaya getirtilip, beyanlar hanesinde korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olduğuna ya da koruma amaçlı imar planı kapsamında kaldığına ilişkin şerh konulup konulmadığı, var ise eğer tescil şerhinin hangi Kurul kararına istinaden konulduğu, sanığın suça konu taşınmazı belirtilen şerhi görebileceği bir tarihte edinip edinmediği, edinme tarihi şerhten önce olsa dahi durumdan haberdar olmasını sağlayacak şekilde tapuda işlem yapıp yapmadığı, diğer yandan, bölgenin koruma amaçlı imar planı kapsamına alınmasına ilişkin 22/01/1994 tarihli Koruma Bölge Kurulu kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediği, ilan edilmiş ise, sanığın ilan tarihi itibariyle ve uzun zamandır bahse konu bölgede yaşayıp yaşamadığı, nihayetinde müdahale gerçekleştirilen taşınmazın korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı niteliğinde ya da koruma amaçlı imar planı kapsamında kalıp kalmadığının sanık tarafından bilinmesi gerekip gerekmediğinin tereddütsüz biçimde tespit edilip, sanığın, bu yerin niteliğini bildiğinin anlaşılması halinde;
Üzerinde müdahale gerçekleştirilen taşınmazın 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında tek yapı ölçeğinde tescilli kültür varlığı olması nedeniyle taşınmazda izinsiz ya da izin kapsamı dışında yapılan her türlü inşai faaliyetin suç oluşturacağı, bu bakımdan müdahalenin binanın içinde ya da dışında gerçekleştirilmesinin önem arz etmediği, bu kapsamda tescile esas bilgi ve belgeler getirtilerek, izinsiz yapılan tadilatın yapının tescil edilmesine neden olan kriterlere uygun olup olmadığının, yapıya ait orjinal dokuya uyum sağlayıp sağlamadığının, tescilli kültür varlığında zarar meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi gerektiği,
Bu kapsamda, mahkeme tarafından mahallinde tarafsız arkeolog ve inşaat mühendisi bilirkişisi refakati ile keşif yapılıp, suça konu eylemlerin nelerden ibaret olduğu ve niteliği belirlendikten sonra, sanığın ifadelerinde, suça konu uygulamaları 1998 yılında yaptırdığına ilişkin beyanları dikkate alındığında, yapıda kullanılan malzemelerin eskiliği, renkteki solmalar ve yıpranma durumu değerlendirilerek, yapılış tarihleri tereddüte yer vermeyecek şekilde saptanarak ve bu şekilde sanığın dava konusu uygulamaları zamanaşımı süresi içerisinde gerçekleştirip gerçekleştirmediği belirlenerek, izinsiz olarak yapılan uygulamaların tescilli kültür varlığının bütünü ve dolayısıyla orjinal dokusu ile uyumlu olup olmadığı, niteliği ve yapıda geri dönüşümü mümkün olmayacak derecede zarar meydana getirip getirmediği tespit edilip, taşınmazın bu nitelikte bir zarar gördüğünün anlaşılması durumunda, sanığın, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun’un 65/1-1.cümlesi uyarınca cezalandırılması, bu nitelikte bir zararın mevcut olmadığının, ancak yapılan tadilatın ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında olduğunun belirlenip, ayrıca suça konu taşınmazın, suç tarihi itibariyle ilçe belediye başkanlığı bünyesinde kurulan Koruma Uygulama ve Denetim Bürosunun sorumluluk alanında bulunmadığının anlaşılması halinde 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-2.cümlesi uyarınca cezalandırılması, yapılan bu tadilatın ruhsata tabi olmayan, “basit onarım” niteliğinde olduğunun belirlenmesi veya ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında olsa bile, suça konu taşınmazın, suç tarihi itibariyle, ilçe belediye başkanlığı bünyesinde kurulan Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu’nun sorumluluk alanında bulunduğunun anlaşılması halinde 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4. maddesi ile cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ve hatalı değerlendirmeler sonucu “08.10.2013 tarih ve 6498 sayılı yasanın 1. maddesi ile değişen 2863 sayılı yasanın 7. maddesinin 6. fıkrasının (Tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararları, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilir) şeklinde değiştirildiği, buna göre yasanın çıktığı tarihin suç tarihinden sonra olduğu ve haliyle tescil kararının sanığa tebliğ edilmediği” gerekçesiyle sanığın beraatine ilişkin olarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak, BOZULMASINA, 06/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.