Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/12014 E. 2014/17343 K. 09.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/12014
KARAR NO : 2014/17343
KARAR TARİHİ : 09.09.2014

Tebliğname No : 12 – 2014/44944
Mahkemesi : Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 22/10/2013
Numarası : 2013/48 – 2013/70
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili ve suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekili ve suça sürüklenen çocuk müdafinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun’un 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, suça sürüklenen çocuğun, İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15/03/1989 gün 633 sayılı kararı ile tescilli 2. derece arkeolojik sit alanı içerisinde bulunan Didim İlçesi, Balat Köyü, 1122 parsel sayılı taşınmaz üzerine yaklaşık 150 adet zeytin fidanı diktiği, dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporunda, 2. derece arkeolojik sit alanındaki
taşınmaz üzerine seyrek sıklıkta 40-50 cm yüksekliğinde zeytin fidanları dikilerek müdahalede bulunulduğunun belirtildiği, suça konu taşınmaza ait tapu kaydına göre, beyanlar hanesine 31/05/1989 tarihinde “ sit alanı içindedir” şerhinin işlenmiş olduğu anlaşılmakla, tapu kaydının beyanlar hanesinde bulunan tescil şerhinin hangi Kurul kararına istinaden konulduğu, taşınmaz malikinin şerhten haberinin bulunup bulunmadığının anlaşılması bakımından, bu tarihten sonra tapuda işlem yapılıp yapılmadığı, diğer yandan, bölgenin 2. derece arkeolojik sit alanı olarak tesciline yönelik 15/03/1989 tarihli Koruma Bölge Kurulu kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediği, ilan edilmiş ise, suça sürüklenen çocuğun ilan tarihi itibariyle ve uzun zamandır bahse konu bölgede yaşayıp yaşamadığı, bölgenin bu niteliğinin çevrede yaşayan şahıslar tarafından yaygın olarak bilinip bilinmediği, nihayetinde, fiziki müdahale gerçekleştirilen yerin 2. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığının suça sürüklenen çocuk tarafından bilinmesi gerekip gerekmediğinin tereddütsüz biçimde tespit edilip, sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumumun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması;
Kabul ve uygulamaya göre de;
Yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ve suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09/09/2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.