Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/11942 E. 2014/19296 K. 01.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/11942
KARAR NO : 2014/19296
KARAR TARİHİ : 01.10.2014

Tebliğname No : 5 – 2012/169028
Mahkemesi :Söke 1. Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi :05.04.2012
Numarası :2009/593 – 2012/177
Suç :Görevi kötüye kullanma

Görevi kötüye kullanma suçundan sanıkların mahkûmiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
03.03.2007 tarihinde şiddetli karın ağrısı şikayetiyle gece saat 21:00 sıralarında eşi refakatinde S.. F.. F.. K.. Devlet Hastanesi’ne müracaat eden katılanın, acil serviste görevli nöbetçi doktor tanık O.. G.. ve sanık Ü.. K.. tarafından muayene edildiği, karın ve sağ alt kadranda ağrı tespit eden doktorların, hemogram ve tam idrar tetkiki istedikleri, tetkikler çıktıktan sonra genel cerrahi konsültasyonu istedikleri ve genel cerrah tanık Dr. Y.. D..’un, konsültasyon defterine ”Sağ üst kadranda belirgin, sağ alt kadranda ağrı, RV. takip ve USG önerildi” yazdığı, genel cerrahın önerisiyle hastaya orceftin adlı ilacı reçete eden doktorların, ağrıların artması halinde tekrar müracaat etmesi önerisiyle hastayı eve gönderdikleri; gece geç saatlerde ağrıları artan katılanın, 04.03.2007 Pazar günü saat 08:00 sıralarında tekrar aynı hastaneye müracaat ettiği, sanık Dr. Ü.. K..’nın hastadan tekrar hemogram istediği, akşamki sonuçlarla karşılaştırdığı ve beyanına göre, akut batını destekleyen bir bulgu bulunmaması, akşamki konsültasyon sonucuyla birlikte değerlendirme yaparak ”Kolesistopati” teşhisi koyduğu, ağrı kesici iğne yapılan hastanın, Pazartesi günü polikliniğe müracaat etmesi söylenerek gönderildiği, ağrıları yeniden nükseden katılanın 05.03.2007 Pazartesi günü hastanenin dahiliye polikliniğinde uzman doktor olan sanık H.. D..’e muayene olduğu, sanık Dr. Hakan’ın ”Kolesistit” teşhisi koyduğu, hastanın daha önce verilen oreceftin antibiyotik ilacına ilaveten Molit Plus, Famoser 40 mg ve Rennie Duo süspansiyon ilaçlarını reçete ettiği, ultrason istediği, ulstrason randevusunun 02.04.2007 tarihine verildiği, randevu süresinin uzunluğu nedeniyle doktorla tartışan hastanın eşi tanık V.. G..’in, aynı gün eşi katılanla birlikte Aydın Atatürk Devlet Hastanesine müracaat ettikleri ve Genel Cerrahi uzmanı tanık Dr. E.. B.. tarafından kabul edilen hastanın acilen ameliyata alındığı ve katılanın apandistinin patlamış olduğunun tespit edildiği olayda; ameliyatı gerçekleştiren doktorun “tablonun oturmaması
olgunun retroperitoneal yerleşimli perfore apendisit olması daha geç bulgu vermesine sebep olmuş olabilir. Hastayı görmemden önce yapılan tetkikler nonspesifik olabilir. Bu sıkça karşılaştığımız bir durumdur.” şeklindeki beyanı; ön inceleme aşamasında dosyanın tevdi edildiği Aydın Devlet Hastanesinde görevli 1 genel cerrahi uzmanı, 1 dahiliye uzmanı ve 1 enfeksiyon hastalıkları uzmanı tarafından düzenlenen 21.05.2007 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile İzmir Atatürk ve Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servis Klinik Şefi Doç Dr. E.. E… Ünlüler tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, yine sanıklar tarafından 9 Eylül Ünv. Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabvilim dalında öğretim üyesi Prof. Dr. S.. B.. ve A.. Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp anabilim dalında öğretim üyesi Prof Dr. S..Ö..’e hazırlatılan bilirkişi raporlarında, sanıkların uyguladıkları tedavi ve takip ettikleri yöntemin tıp kurallarına uygun olduğunun belirtilmesi, anılan raporlar ile sanıklara kusur izafe eden Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 20.02.2009 ve 11.02.2011 tarihli raporları arasında çelişki bulunması, sanık Hakan’ın savunmasında, katılan ya da eşi tarafından daha önce hastaneye müracaat ederek tedavi gördüklerinin kendisine söylenmediğini ifade etmesi, Doç Dr. E.. E.. Ü.. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda “…bir gün öncesinde genel cerrahi tarafından görülüp muayene edilip ve tedavisi düzenlenip daha sonra şikayetleri gerilemeyen hastanın acil servise tekrar başvurması sırasında hastanın daha önceden aldığı ağrı kesicinin hastanın muayene bulgularını maskelediği”nin belirtilmesi karşısında; katılanın tedavi süreci ve ilaç alıp almadığı ile ilgili olarak Dr. Hakan’a açıklamada bulunup bulunmadığının sorularak tespitinden sonra; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve sanıkların olayda kusurlu olup olmadıklarının kesin olarak tespiti bakımından, teknik üniversitelerin konu ile ilgili kürsülerinden seçilecek öğretim üyeleri ya da Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan yeniden alınacak rapor sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, dosyada mevcut ve sanıkların kusursuz olduklarını belirten, Adli Tıp Kurumu raporu dışındaki bilirkişi raporlarına hangi nedenlerle itibar edilmediği açıklanmaksızın ve bu konuda herhangi bir gerekçede gösterilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
Sanıklar müdafilerinin, esas hakkındaki savunmalarında lehe yasa hükümlerinin uygulanmasına ilişkin taleplerinin erteleme hükmünü de kapsamasına rağmen, bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, hükümlerin isteme uygun olarak BOZULMASINA, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.