YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/11919
KARAR NO : 2014/16309
KARAR TARİHİ : 02.07.2014
Tebliğname no : 12 – 2014/176899
Mahkemesi : Afyon (İhsaniye) 4.Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 27/04/2012
Numarası : 2012/26 -2012/117
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, suça konu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde, korunması gerekli taşınmaz tabiat varlığı olduğuna dair şerhin bulunduğu, sanığın suça konu bölgede yaşadığının gerek beyanları, gerekse MERNİS kayıtları ile sabit olduğu, bu nedenle sanığın suça konu arazinin sit alanı içerisinde kaldığını bildiğinin kabul edilmesi gerektiği, sanığın, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 13.10.1993 tarih ve 1793 sayılı kararıyla 2. derece doğal sit alanı olarak tescil ve ilan edilen alanda yer alan, İhsaniye ilçesi, Gazlıköy kasabası, Köyiçi mevkii, 215 sayılı parsel içerisinde, 40 cm derinliğinde 14 çukur kazıp, tabanını beton ile sabitlediği 120 cm uzunluğunda demir direkler dikerek üzerine atılı suçu işlediğinin tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, 6498 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 maddesinde öngörülen yaptırım miktarında sanık lehine herhangi bir değişiklik olmadığı anlaşılmakla,
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir sebebe dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan cezalandırılması istemiyle açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, hükmün esasını oluşturan kısa kararda “hakkı olmayan yere tecavüz” suçundan hüküm kurulması suretiyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında karışıklığa sebebiyet verilmesi,
2-13.04.2007 tarih ve 2006/48 E. 2007/25 K. sayılı hükmün sadece sanık müdafii tarafından temyiz edildiği nazara alınmadan, ilk hükümde hükmedilen 1 yıl 8 ay hapis cezasından çevrilen adli para cezasından daha ağır nitelikte olan 1 yıl 9 ay 20 gün hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle, CMUK’un 326/son maddesine aykırı davranılması,
3-Güvenlik tedbiri olması nedeniyle kazanılmış hak oluşturmayacağından, 1 yıl 9 ay 20 gün hapis cezasına mahkum edilen ve bu cezaları ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 51/3. maddesi uyarınca tayin edilecek denetim süresinin, ceza süresinden az olamayacağının gözetilmemesi,
4-Hükümde, sanık hakkında temel cezanın belirlenmesinden sonra takdiri indirim nedeni ile cezada indirim yapılmasına karar verilirken uygulanan kanun maddesinin, 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesi yerine, TCK’nın 61. maddesinin gösterilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6 maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.