Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/11225 E. 2015/7398 K. 05.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/11225
KARAR NO : 2015/7398
KARAR TARİHİ : 05.05.2015

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama, Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : TCK’nın 89/4, 22/3, 50/1-a, 52/2-4, 53/6; 179/3-2, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet, sürücü belgesinin geri alınması.

Taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından sanığın mahkûmiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olaydan 2 saat kadar sonra yapılan ölçüme göre 199 promil alkollü olduğu tespit edilen ve daha önce alkollü araç kullanması sebebiyle sürücü belgesine 2017 yılına kadar el konulduğu anlaşılan sanığın gece saat 00:30 sıralarında idaresindeki araç ile tek yönlü yoldan kavşağa geldiğinde, kavşakta kırmızı ışık yanması sebebiyle beklemekte olan mağdur … idaresindeki araca arkadan çarpması sonucu, adı geçen ile aracında bulunan mağdur .. basit tıbbi müdahale ile giderilebilir derecede; yine, kendisinden şikayetçi olmayan kendi aracındaki mağdur .. yaşamsal tehlike geçirip, kemik kırığı meydana gelecek ve mağdur… ise yaşamsal tehlike geçirip, hayat fonksiyonlarını 2. derecede etkileyen kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmalarına neden olduğu olayda; bilinçli taksir nedeniyle şikayete tabi olmayan taksirle nitelikli yaralama suçunun 5271 sayılı CMK’nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma kapsamında olduğu, nitelikli şekilde yaralandıklarında şüphe bulunmayan mağdurlar … ve … aşamalarda sanıktan şikayetçi olmadıklarını, soruşturma aşamasında ise sanık ile uzlaşmak istediklerini bildirdikleri, buna rağmen taraflar arasında soruşturma ve kovuşturma aşamasında uzlaşma prosedürünün işletilmediği anlaşılmakla, sanık ve mağdurlara uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmelerinin hukuki sonuçları anlatılıp, 5560 sayılı Kanunun 25. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 254/1. maddesi uyarınca sanık ve mağdurların bu yönde beyanları alındıktan sonra;
a-Taraflar uzlaşmayı kabul ettikleri taktirde, taksirle yaralama suçundan açılan davanın uzlaşma nedeniyle düşmesine ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise; uzlaşma ile fail ve mağdurlar arasında zararın giderilmesi konusunda anlaşma sağlanmış olmakla, yapılan anlaşma gereği zararın kararlaştırılan miktarda ödenmesi veya giderilmesi durumunda ceza davası açılmamakta veya açılan dava düşürülmektedir. Böylece devlet ile fail arasındaki ceza ilişkisi sona ermekte ve fail cezalandırılmaktan kurtulmaktadır.
Uzlaşma kurumu uyuşmazlığı hukuki ve cezai tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırmaktadır. Uzlaşma nedeniyle düşme kararı verildiğinde CMK’nın 253/19. maddesi gereğince mağdurun artık hukuk mahkemelerinde dava açamayacağı hükmü de gözetildiğinde; taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarının sanığın tek bir eylemi ile meydana geldiği, taksirle yaralama suçundan uzlaşma nedeniyle ceza verilemediği de gözetilerek sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
b-Taraflar uzlaşmayı kabul etmedikleri taktirde ise; TCK’nın “Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma” başlıklı 179. maddesinin 3. fıkrasında alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma halinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olup, somut olayda ise bir kişinin nitelikli şekilde yaralanması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; her iki suçun birlikte işlendiği hallerde, sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu kriterinin esas alınması, buna göre;
Sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde, sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi ya da şikayetten vazgeçme nedeniyle taksirle yaralama suçundan cezalandırılmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK’nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının kabul edilmesi, sanığın eylemi bilinçli taksirle işlemesi ve mağdurdaki yaralanmanın nitelikli olması nedeniyle suçun takibinin TCK’nın 89/5. maddesi uyarınca şikayet şartına tabi olmaması karşısında; sanığın, taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hakkında hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme uygun olarak BOZULMASINA, 05/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.