Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/1120 E. 2014/10044 K. 24.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/1120
KARAR NO : 2014/10044
KARAR TARİHİ : 24.04.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/212021
Mahkemesi : Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 20/05/2013
Numarası : 2012/68 -2013/259
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre; davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Dava, 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup; Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 esas ve 2010/57 sayılı kararında, 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının arandığı, ancak adı geçen kararda tazminat davasının ne zamana kadar açılması gerektiğine dair bir açıklama bulunmamakla birlikte hiçbir hakkın sonsuza dek dava konusu yapılamayacağı, özel hukuk kapsamında değerlendirilmesi gereken bu talebin de makul bir süre içinde dava konusu edilmesi gerektiği, dava süresi açısından en lehe kabul ile bu itibarla Borçlar Kanununun 60. maddesindeki sürenin kabulünün gerektiği ve her koşulda davanın 10 yıllık süre içinde açılması gerektiği kabul edilmekle kanun dışı yakalanan veya tutuklananlar hakkında beraat hükmünün verilmesinden itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat istenemeyeceği bu kapsamda, incelemeye konu olan tazminat davasına dayanak teşkil eden Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının 2002/369 soruşturma – 2002/122 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın 08.10.2002 tarihinde verildiği, davanın ise 16.02.2012 tarihinde, 10 yıl dolmadan önce açıldığının anlaşılması karşısında, süresinde açılan davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi,
2-Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
Davacının talebi tümüyle reddedilse bile koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talepli davaların niteliği gereği davacıdan harç alınamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak, BOZULMASINA, 24.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.