Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/10890 E. 2015/7515 K. 06.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/10890
KARAR NO : 2015/7515
KARAR TARİHİ : 06.05.2015

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasa Mahkemesi’nin 13/10/2012 tarih, 28440 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikler değerlendirildiğinde; Yüksek Mahkemece “mülkiyet hakkı ihlali” iddiasının kabul edilmediği, ancak, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “belirlilik ilkesi” ne göre, kişilerin maliki bulundukları taşınmazların korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğiyle tescilli olduğunu ya da sit alanı içerisinde kaldığını öğrenmeleri gerektiği hususunun vurgulandığı, iptal hükmündeki gerekçeler doğrultusunda, 2863 sayılı Kanunun “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinin 6498 sayılı Kanun ile değiştirildiği, buna göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilmesi; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması gerektiği; belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılacağı; 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerin amacının ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, suç tarihinde, … Koruma Kurulu’nun 10/04/1991 gün, 1943 sayılı kararı ile tescil edilen … Antik Kenti 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde yer alan, … ili, .. ilçesi, … köyündeki incir ve zeytin arazisine sanığın yeni incir fidanları dikip, üzerinde bulunan mimari parçalar ve mezar kapaklarını yerinden çıkararak, taşınmazın kenarına bıraktığından bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, suça konu yerin niteliği, dosyada bulunan tapu kayıtları ve resimler incelendiğinde, sanığın bahse konu yerin arkeolojik sit alanı içerisinde yer aldığını bildiği anlaşılmakla birlikte, mahallinde, inşaat mühendisi, arkeolog ve fen bilirkişilerin katılımı ile keşif icra edilerek, suça konu uygulamalar sonucunda arazi üzerinde bulunan mimari parçalar ve mezar kapaklarına, geri dönüşümü mümkün olmayacak derecede zarar verilip, verilmediği hususu tespit edilip, taşınmazın bu nitelikte bir zarar gördüğünün belirlenmesi durumunda sanığın, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1-1.cümlesi uyarınca cezalandırılması, bu nitelikte bir zararın mevcut olmadığının, ancak yapılan uygulamaların fiziki müdahale kapsamında bulunduğunun belirlenmesi durumunda, 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-2.cümlesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin, “sanığın geçimini incir bahçesinden sağladığı ve bu amaçla da yaşlı incir ağaçlarının yerine yeni fidanlar diktiği, kültür ve tabiat varlıkları olan taş bloklara kasıtlı olarak da zarar vermediği, 2863 sayılı yasanın 65-b maddesinin de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği, henüz yeni düzenleme de getirilmediği” gerekçesi ile beraatine ilişkin yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak, BOZULMASINA, 06/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.