Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/10043 E. 2015/3524 K. 25.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/10043
KARAR NO : 2015/3524
KARAR TARİHİ : 25.02.2015

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık …’ın beraatine ilişkin hükmün temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılama sonunda sanığın, aynı suçtan hakkında yargılama yapılan …’nin talimatları ile 1. derece doğal sit alanında bulunan hazineye ait arazide iş makinesi vasıtasıyla toprak döküp, bu toprağı elemek şeklindeki eylemi ile ilgili olarak, çalışma yapılan alanın doğal sit alanı içerisinde kaldığı hususunda bilgi sahibi olmadığına ilişkin savunmasının aksine herhangi bir delil bulunmadığı gibi koruma altına alınan yerde çalışma yaptırmak için, ilgili koruma kurulundan izin alması gereken kişinin arazi sahibinin olduğu, sanığın arazide işçi olarak çalıştığı, adı geçen sanığın izin almak gibi bir sorumluluğu bulunmadığı gibi, dava konusu yerin niteliğini araştırma yükümlülüğünün de kendisinden beklenmeyeceği, bu kapsamda yüklenen suç açısından sanığın kastının bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek, mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan kurum vekilinin, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine ilişkin, temyiz itirazlarının reddiyle, beraata ilişkin hükmün, isteme uygun olarak ONANMASINA,
2-Sanık …’nin beraatine ilişkin hükmün temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın suç tarihinde hazineye ait olan ve birinci derece doğal sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde kalan araziye toprak döktürüp, iş makinesi vasıtasıyla elemesini yaptırmak suretiyle müdahalede bulunduğundan bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, sanığın bahse konu yerin sit alanı vasfında olduğunu bilmediğini beyan etmesine karşın, suça konu edilen taşınmazın hazineye ait olması nedeniyle eyleminin hukuka uygun bir zeminde icra edilmediği ve izne bağlanmasının mümkün olmadığı, keşif sırasında görevlendirilen ve hükme esas alınan arkeolog bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, suça konu eylemin, inşai ve fiziki müdahale olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmiş olmasına karşın, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun Doğal (Tabii) Sitler Koruma ve Kullanma Koşulları’na ilişkin 728 sayılı ilke kararının 1-e maddesi dikkate alındığında, 1. derece doğal sit alanına toprak dökülemeyeceği hususunun açık olarak belirtildiği, ayrıca suça konu uygulamalara ilişkin dosyada bulunan resimler incelendiğinde, sanığın eylemin 2863 sayılı Kanun’un 9. maddesi kapsamında doğal silüeti bozmak suretiyle fiziki müdahale olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu gözetilmeksizin, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek beraatine ilişkin yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.