Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2014/1002 E. 2014/8144 K. 02.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/1002
KARAR NO : 2014/8144
KARAR TARİHİ : 02.04.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/109612
Mahkemesi : Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi
Tarihi : 31/12/2012
Numarası : 2012/318 – 2012/477
Dava : 466 sayılı Kanuna göre tazminat talebi

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Tazminat davasının dayanağı olan Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/269 esas, 2007/330 karar sayılı dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) İhaleye fesat karıştırma suçundan 14.11.2003-24.03.2004 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, yargılama sonunda beraat hükmünün temyiz incelemesi sonucunda onanmak suretiyle 18.01.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 06.09.2012 tarihinde açılmış olması karşısında, kesinleşmiş beraat kararının davacıya tebliğ edilip edilmediği ve kesinleşmenin davacı tarafından öğrenilmesinin sözkonusu olup olmadığı ile anılan tarihlerden itibaren 3 aylık süre içinde davanın açılıp açılmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik soruşma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
a) Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı,tutuklu kaldığı süre, tutuklama tarihi ile tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar ele geçecek parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, hükmedilen miktarın bu ölçütlere uymayıp fazla tayini,
b) İhaleye fesat karıştırma suçunun işlendiği 1997-2000 yılları arasında Milli Savunma Bakanlığı İnşaat Emlak Başkanlığı’nda şube müdürü mühendis olan tutuklanma tarihinde ise emekli olduğunu belirten, tutuklandığı tarihte ücretli olarak çalıştığını belgelemeyen, dava tarihinden önce ise 2011 yılı itibariyle M.. İnşaat Limited şirketinde çalışmaya başladığı tespit edilen davacı bakımından, dosya içeriğinde yer alan maaş bordrosuna göre Mart 2012 maaşının 1843,19 TL olduğu dikkate alındığında, inşaat mühendisleri odasının gönderdiği tablolar üzerinden tahmini gelir kaybını belirleyen tutuklama tarihi 14.11.2003-24.03.2004 tarihleri itibariyle tahmini aylık gelirinin 2696,45-2858,54 TL arasında olduğunu kabul eden bilirkişi raporunun hükme esas alınması suretiyle maddi tazminatın fazla belirlenmesi,
c) Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla dava açıldığının tespit edilmesi nedeniyle, hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış başka dava olup olmadığının, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden sorgulanarak ve ilgili maliye hazinesinden sorularak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.