YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/9993
KARAR NO : 2014/9417
KARAR TARİHİ : 16.04.2014
Tebliğname no : 12 – 2012/81067
Mahkemesi : Ayvalık 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 20/12/2011
Numarası : 2011/218 – 2011/317
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçunda maliye hazinesinin suçtan zarar görmesi sebebiyle CMK’nın 237/1 maddesi gereğince kamu davasına katılma hakkı bulunduğundan, tebliğnamede, katılan maliye hazinesi vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
2863 sayılı Kanunun, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin K.. B..nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan
Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, suç tarihinde, Ayvalık Belediyesi İmar İşleri Müdürlüğü görevlileri tarafından yapılan kontroller sırasında, 1989 yılında 1. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde kalan, Balıkesir İli, Ayvalık İlçesi, K.. Mahallesi, T.. Mevki, 789 ada 1 parsel sayılı maliye hazine adına tescilli, taşınmaz üzerine sanık tarafından etrafı ağaç çit ile çevrili olan bir kısmın içerisine yaklaşık 40 m2 ebatlarında bir yapı inşa edildiğinin tespiti üzerine sanık hakkında açılan kamu davası ile ilgili olarak, dosya kapsamında mevcut fen bilirkişi ve inşaat mühendisi tarafından düzenlenen raporda, sanık tarafından 1. derece doğal sit alanı olarak tescilli arazi üzerine yaklaşık 120 m2 alana sahip tabii zemin üzerine sıvalı ve tuğla duvarlı, üzeri eternit örtülü yapı inşa edildiğinin belirtilmesi ve dosya bulunan resimlerin incelenmesi sonucunda sanığın suça konu taşınmaz üzerindeki eylemlerinin 2863 sayılı Kanunun 9. maddesi kapsamında inşai müdahale niteliğinde olduğu görülmekle birlikte, dosyada, bölgenin sit alanı olarak tesciline ilişkin Bursa K.. K..’nun 28/10/1989 gün 795 sayılı kararının onaylı bir örneği bulunmasına rağmen, bahse konu kararın ilanına ilişkin tutanaklar incelendiğinde Bursa K.. K..’nun 11/11/1989 gün 799 sayılı kararına ilişkin ilan tutanaklarının bulunduğu görülmekle, bu kapsamda öncelikle, Bursa K.. K..’nun, 28/10/1989 gün 795 sayılı ve 11/11/1989 gün 799 sayılı kararları ile varsa eki ölçekli haritaların onaylı örnekleri ilgili Koruma Kurulu’ndan getirtilerek, keşifte görevlendirilen fen bilirkişisinden, bahse konu kararların suça konu yeri kapsayıp kapsamadığı konusunda ek rapor aldırılıp, sanığın suça konu yerin sit alanı vasfında olduğunu bilmediğine ilişkin beyanları karşısında, bölgenin 1. derece doğal sit alanı olarak tesciline yönelik ilgili Koruma Bölge Kurulu kararlarının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediği, ilan edilmiş ise, sanığın ilan tarihi itibariyle ve uzun zamandır bahse konu bölgede yaşayıp yaşamadığı, bölgenin bu vasfının kişiler tarafından yaygın olarak bilinip bilinmediği, nihayetinde, inşai müdahale gerçekleştirilen yerin 1. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığının sanık tarafından bilinmesi gerekip gerekmediğinin tereddütsüz biçimde tespiti ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile sanık hakkında beraat hükmü tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.